Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan konkordato, borçluların borçlarının vadesini uzatabildiği, hatta ödemelerde indirim isteyebildiği bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki; eğer bir borçlu gerekli şartlar sağlanmışsa örneğin var olan borçlarının yarısını ödeyerek tüm borçlarından kurtulabilecektir. Tabi bu noktada konkordatoya nasıl başvurulabileceğine ilişkin bilgi sahibi olmak önem arz etmektedir.

Konkordatoya ilişkin hukuki sorularınızda bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

BİR BORÇLU NEDEN KONKORDATO İLAN ETMEK İSTER?

Konkordato’nun borçlarını ödeyemeyenler için alternatif bir yol olduğu bilinse de, borçluya tam olarak hangi noktada fayda sağladığı üzerinde durmak gerekmektedir. Zira hem borçların vadesinin uzamasını hem de gerekli şartların oluşması halinde ödenecek borçlarda indirime gidilmesini sağlayan konkordatonun borçluya tam olarak hangi faydaları sağladığı yeterince bilinmemektedir.

Bu noktada Konkordato’nun borçluya sağladığı avantajları “Kesin Mühletin Sağladığı İmkânlar” ve “Konkordato Projesinin Sağladığı İmkânlar” olarak iki kısma ayırabiliriz.

Kesin Mühletin Alacaklara Etkisi

Mahkeme tarafından konkordato kararı verilmesi halinde kesin mühlet verilecek, borçlu aleyhinde başlayan bütün takipler duracak, borçlu aleyhinde verilmiş olan ihtiyati tedbir / ihtiyati haciz kararları uygulanmayacaktır. Aynı zamanda borçlu hakkında kesin mühlet süresi içerisinde bir takip de başlatılamayacağı için borçlu kanuni bir koruma altına girecektir. Bu kapsamda örneğin bir borçlu hakkında kesinleşmiş tazminat kararı icraya konulamayacağı gibi başlamış olan icra takipleri de duracaktır. Hatta (konkordato projesinde aksine bir düzenleme yoksa) bu borçlara faiz dahi işletilemeyecektir.

Ancak işçi ve nafaka alacaklarının bu hükümden muaf olduğunu belirtmek gerekir. Dolayısıyla konkordato ilan etmiş bir işletmeden alacaklı olan işçinin icra takibi başlatabileceği bilinmelidir.

Son olarak belirtmek gerekir ki bu hüküm konkordato ilan eden borçlunun “alacaklı” olduğu durumları etkilemiyor olup borçlu, konkordato ilan etse de alacağını talep edebilecektir.

Bu kapsamda örneğin borçlu, kesin mühlet süresinde A kişisinden olan 100.000 TL’lik alacağı için icra takibi başlatabilecekken kendisinden alacaklı olan B kişisi, 200.000 TL’lik alacağı için konkordato ilan eden borçluya karşı takip başlatamayacaktır.

Kesin mühlet süresi 1 yıl olup gerek görülürse mahkeme tarafından 6 aya kadar uzatılabilecektir.

Peki Rehinle Teminat Verilmiş Borçların Durumu Nasıl Olacaktır?

Rehin / İpotekle teminat altına alınan borçlar için yukarıda sayılan hükümler uygulanmayacak olup alacaklı, icra takibi başlatabilecek / başlatılmış olan icra takibine devam edebilecektir. Ne var ki alacaklı rehinli mala ilişkin muhafaza tedbirini alamayacak ve satış gerçekleştiremeyecektir. Bu doğrultuda 300.000 TL’lik alacağını işyerindeki makineleri rehnederek teminat altına alan bir alacaklı icra takibi başlatabilecek olsa da kesin mühlet süresi içinde makineleri iş yerinden alamayacak veya satışını gerçekleştiremeyecektir.

Kesin Mühletin Sözleşmelere Etkisi Nedir?

Kesin mühlet ilan edilse de Borçlu’nun taraf olduğu sözleşmeler yürürlükte kalmaya devam edecektir. Bu sebeple borçlunun konkordatoya başvurması / konkordato ilan etmesi sebebiyle karşı taraf sözleşmeyi feshedemeyecektir. Öyle ki; taraflar konkordato talebinin / ilanının fesih sebebi olduğuna ilişkin aralarında anlaşmış olsalar dahi bu hüküm geçersiz sayılacak ve sözleşme varlığını sürdürecektir.

Bu doğrultuda konkordato ilan eden borçlu kiracı ise işyeri sahibi (kira ödenmese bile) kiracının tahliyesini gerçekleştiremeyecek, borçluya düzenli olarak mal temin eden bir tedarikçi (parasını alamasa dahi) tedarik faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalacaktır. Ancak her ne kadar diğer kişiler feshedemese de Konkordato ilan eden borçlu sözleşmeyi feshedebilecektir. Bu durum, yalnızca konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen borç ilişkileri için konkordato komiserinin uygun görüşü ve mahkeme onayıyla gerçekleştirilebilecektir. Borçlu bu sebeple tazminat / cezai şart ödemek durumunda kalacaksa, bu borç da konkordato projesine dahil edilecektir. Bu noktada İş / hizmet sözleşmelerine ilişkin özel hükümlerin saklı olduğunu belirtmek gerekir.

Peki Konkordato Talebi ile Konkordato Kararı arasında Geçen Sürede Ne Olacaktır?

Bilindiği üzere konkordato başvurusu ile mahkemenin konkordato kararı vererek kesin mühlet ilan etmesi arasında belirli bir süre geçmektedir. Aşağıdaki belgelerle birlikte başvurulması halinde mahkeme 3 aylık geçici mühlet kararı verebilecek ve bu süre 2 ay daha uzatılabilecektir. Borçlu, bu geçici mühlet süresi içerisinde de yukarıda belirtilen hususlara ilişkin haklara sahip olacaktır. Mahkeme ayrıca borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü diğer tedbirleri de alabilecektir.

Konkordato Projesi

Bilindiği üzere konkordato; konkordato projesi uyarınca borçlunun borçlarını vadeye yayarak / indirime giderek ödemesini sağlar. Bu kapsamda konkordato ilan eden borçlu, talebinin kabul edilmesi halinde ödeyeceği borçları erteleyebilecektir.

Ayrıca örneğin her alacaklısına yapacağı ödemenin %30 indirilmesini sağlayabilecektir. Tabi bu durum (ve kesin mühlet) alacaklıların ve mahkemenin onayına bağlıdır.

Konkordato Talep Eden Borçlunun Yararlanabileceği Başka Teşvikler Var mıdır?

Evet. Eğer borçlunun sunduğu konkordato projesi tasdik edilirse; proje sürecinde yapılacak işlemler harçlardan ve damga vergisinden muaf olacaktır. Aynı şekilde borçludan tahsil edilecek tutarlar banka ve sigorta muameleleri vergisinden de muaftır. Son olarak borçlunun kullanacağı kredilerin “Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu”ndan istisna edildiğini de belirtmek gerekir.

KONKORDATO BAŞVURUSU

Temel kural olarak borçlarını ödeyemeyecek olan borçlu en geç başvuru tarihinden önceki 45 güne ait olan aşağıdaki belgeleri Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunarak konkordatoya başvurabilecektir. Bu belgeler aşağıdakilerle sınırlı olmayıp borçlu; konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.

Konkordato ve konkordato başvurusuna ilişkin hukuki sorularınızda bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

1) Konkordato Ön Projesi:

Konkordatoya başvurabilmek için sadece borçlu olmak yeterli olmamaktadır. Borçlu bir konkordato projesi ileri sürmeli ve bu kapsamda borçları hangi oranda ve vadede ödeyeceğini, bu ödemelerin nasıl yapılacağını, gerekli mali kaynağın nasıl bulunacağını ve mevcut malların satılıp satılmayacağını belirtmelidir.

Bu doğrultuda konkordato ön projesinin alacaklılar, konkordato komiseri ve mahkeme nezdinde bir ön teklif olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Konkordato ön projesinin iyi hazırlanmış olması, gerek mahkemenin gerekse de alacaklıların konkordato projesini onaylaması hususunda büyük mesafe kat edilmesini sağlayacaktır. Her ne kadar sonrasında revize edilebilecek olsa da sürecin hızlı işlemesi adına konkordato ön projesinin alanında uzman profesyoneller eşliğinde titizlikle hazırlanmış olması önem arz etmektedir.

2) Borçlunun Mal Varlığının Durumunu Gösterir Belgeler

Bir borçlu hakkında konkordatoya karar verilebilmesi için o borçlunun mal varlığı hakkında detaylı bilgiye sahip olunması gerekmektedir. Böylece hem hâkim hem de alacaklılar durumu net şekilde görebilecek ve makul bir çözüm üzerinde uzlaşılabilecektir. Bu doğrultuda konkordatoya başvuran borçlu eğer defter tutmaya mecbur kişilerdense;

  • Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilançoyu,

  • Gelir tablosunu,

  • Nakit akım tablosunu,

  • Hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançoları,

  • Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgilerini,

konkordato başvurusu esnasında sunmalıdır. Ayrıca borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgelerin de sunulması elzemdir. Bu doğrultuda borçlunun sahip olduğu fikri ve sınai hakların, temel sözleşmelerden doğan hak / yükümlülüklerin ve ruhsatların da sunulmasında fayda vardır.

3) Alacaklıları, Alacak Miktarlarını ve Alacaklıların İmtiyaz Durumunu Gösteren Liste

Konkordato talep eden borçlunun sunması gereken en önemli belgelerden biri de alacaklıları, alacak miktarlarını ve (varsa) alacaklıların imtiyaz durumlarını gösteren listenin sunulmasıdır. Bu kapsamda borçlu; kendisinden alacaklı olan kişileri, kefil/garantör olduğu veya teminat mektubu verdiği borç ilişkilerini, sunmalıdır. Benzer şekilde çekler, bonolar ve varsa poliçelerin de bilinen alacaklılarıyla birlikte listeye eklenmesinde fayda vardır. Ayrıca rehinli / ipotekli borçların da bu listede yer alması gerekmektedir. Bu noktada var olan tüm bu borçların/alacaklıların ilgili listeye eksiksiz ve doğru şekilde eklenmesi önem arz etmektedir zira bunların sonradan ortaya çıkması halinde konkordato talebinin reddi gündeme gelebilecektir.

4) Konkordato Ön Projesinde Yer Alan Teklife Göre Karşılaştırmalı Tablo

Konkordatonun en önemli amaçlarından birisi de borçlunun ticari faaliyetlerinin sürdürülmesi sağlanarak alacaklıların muhtemel iflasa nazaran daha fazla ödeme almasını sağlamaktır. Bu kapsamda borçlu; konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu konkordato başvurusu esnasında sunmalıdır.

Bu kapsamda örneğin konkordato ilan edilmeyip iflas edilirse alacaklıların alacaklarının %25’ini alacağı; ancak konkordato ön projesi uyarınca konkordato ilan edilirse alacaklıların 3 yıl içinde 6 aylık periyotlarla alacaklarının toplamda %80’ini alacağına ilişkin detaylı ve somut verilere dayanan tablonun sunulması önem arz etmektedir.

Dolayısıyla listenin (avukat, mali müşavir vb) alanında uzman kişilerden danışmanlık alınarak hazırlanmasında fayda vardır.

5) Finansal Analiz Raporları ve Dayanakları

Borçlu; konkordato başvurusunda SPK veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşları tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporlarını ve bu raporların dayanaklarını sunmalıdır. Bu sayede Kanun; başarılı olma ihtimali bulunmayan konkordato başvurularını bir nebze de olsa engellemek istemiştir.

Ancak finansal analiz raporu (ve dayanaklarını) sunma zorunluluğuna ilişkin bu hüküm küçük işletmeler bakımından uygulanmayacaktır. Bu doğrultuda elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri sekiz milyon Türk Lirasını aşmayan işletmeler “küçük işletme” sayılacaktır.

6) Konkordato Gider Avansı

Konkordato talep eden borçlu, bu sebeple doğacak masrafları başvuru aşamasında ödemelidir. Bu kapsamda borçlu;

  • Borçlu eğer tacirse 15.000,00 Türk Lirası iflas giderini,

  • Bildirilen alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat giderini,

  • İlan bedelinin asgari tutarı olan 550,00 Türk Lirasını,

  • Basın-İlan Kurumu resmi ilan portalında yapılacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarını,

  • 50 adet iadeli taahhütlü posta ücretini,

  • Bilirkişi Ücret Tarifesinde belirlenen ücretin üç katı tutarını,

  • Mahkemece belirlenecek ücreti sonradan tamamlanmak üzere konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için asgari 1.000,00 Türk Lirası üzerinden hesaplanan beş aylık ücret tutarını,

  • Diğer iş ve işlemler için 300,00 Türk Lirasını

avans olarak ödeyecektir. Mahkeme; tacir olmayan borçlular için bu meblağlarda indirim yapabilecektir. Bu meblağların ödenmemesi/eksik ödenmesi halinde mahkeme borçluya kesin bir süre verecek ve bu süre içerisinde de giderlerin ödenmemesi halinde dava usulden reddedilecektir.

KİMLER KONKORDATOYA BAŞVURABİLİR

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyecek olan borçluların muhtemel iflastan kurtulmak için başvurdukları bir yoldur. Bu sebeple tam olarak hangi durumlarda kimlerin konkordato talep edebileceğine ilişkin temel bilgilere sahip olunmasında fayda vardır.

Hangi Durumlarda Konkordato Talep Edilebilir?

Ticari hayat içerisinde zaman zaman tacirler nakit darlığına düşebilmekte ve işletmenin devamlılığı tehlike altına girebilmektedir. Böyle durumlarda söz konusu tacir; toplam borçlarına göre daha az bir miktarda mal varlığına / alacağa sahip olabilmekte ve iflas etse dahi alacaklılarına oldukça az ödeme yapacak durumda olabilmektedir. Hâlbuki borçlu bir miktar daha süreye sahip olsa, hem işletmesini devam ettirebilecek hem de alacaklılarına daha fazla ödeme yapabilecektir.

İşte konkordato da borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluları iflastan kurtarmak ve alacaklıların daha fazla ödeme almasını sağlamak adına hukuk sisteminde mevcut olan bir usuldür.

Bu noktada faizlerin yükselmesi, maliyetlerin artması, beklenen tahsilatların yapılamaması, ruhsat iptali, doğal afetler, vergilerin artması gibi birçok sebep borçlunun mali durumunun bozulmasına sebep olabilecektir. Benzer şekilde inşaat firmaları için özellikle dövizin yükselmesi, zamanında inşaat izni / yapı ruhsatı alınamaması, imara ilişkin belediyeyle çeşitli uyuşmazlıklar yaşanması gibi haller de mali durumun bozulmasına gerekçe olarak gösterilebilecektir.

Ancak konkordato talep edebilmek için mali etkilenmenin iflasa varacak kadar ciddi boyutlarda olması gerekmektedir. Ayrıca borçlunun bu durumdan nasıl kurtulacağına ve alacaklıların borçlarının nasıl ödeneceğine ilişkin somut verilere dayanan bir yol haritasının da çizilmiş olması gerekmektedir. Zira konkordato, yalnızca borçlunun değil alacaklıların da menfaatini korumak amacıyla var olan bir sistemdir.

Alacaklılar da Konkordato Talep Edebilir mi?

Evet. Temel kural olarak iflas talebinde bulunabilecek herhangi bir alacaklı; borçlu hakkında konkordato ilan edilmesini talep edebilecektir.

Bu kapsamda Alacaklılar; örneğin iflas halinde alacaklarının %20’sini tahsil edebilecekken konkordato sürecinde borçlu şirketin ihyası sağlanarak alacaklarının tamamını tahsil edebileceklerine inandığı durumlarda bu yola başvurabilirler.

Peki Yalnızca Şirketler mi Konkordato Talep Edebilecektir?

Hayır. Kanun’da herhangi bir kısıtlama olmadığı için yukarıdaki şartları taşıyan herkes konkordato talep edebilecektir. Bu kapsamda borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunan bir dernek veya kooperatif konkordato talep edebileceği gibi teorik olarak bir ev hanımının dahi konkordato talep edebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.