Normal şartlarda proje onayı, imar izinleri, inşaat ve iskân ruhsatı gibi çeşitli hususlar için gerekli başvuruları yapmak ve izinleri almak, arsa sahiplerinin yapabileceği işlemlerdendir. Ancak gerek sürecin daha hızlı ve hatasız işlemesi gerekse de arsa sahiplerinin yeterli vaktinin olmaması nedeniyle genellikle müteahhitlere vekâletname verilmekte ve birçok işlemi arsa sahipleri adına müteahhitler gerçekleştirmektedir.

Müteahhite verilecek vekaletnameye ilişkin sorularınız olması halinde bizimle her zaman irtibata geçebilirsiniz.

Müteahhite Vekâletname Nasıl Verilir?

Vekâletnameler genellikle noterlikte yapılan işlemler aracılığıyla müteahhitlere verilecek olup arsa sahiplerinin noterliğe kimlikleriyle birlikte şahsen başvuru yapması gerekmektedir. Eğer arsa sahipleri yurtdışında ise konsolosluklar aracılığıyla vekâletname vermeleri de mümkündür. Vekâlet verecek arsa sahibinin vekâletnamedeki hükümleri dikkatli şekilde okuması ve vekâletnamedeki hususların net şekilde belirlenmiş olması her iki taraf için de büyük önem arz etmektedir.

Müteahhite Vekâletname Verirken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Genel kural olarak vekaletname alan müteahhit, arsa sahibinin açık talimatlarına uymakla mükellef olup vekaletnamede yazsa dahi herhangi bir yetkisini keyfi olarak kullanmamalıdır. Ancak müteahhidin yetkisini aşan işlemleri gerçekleştirmesi halinde oluşabilecek zararların telafi edilmesi uzun ve zorlu bir süreci gerektireceğinden ötürü, vekâletname verirken belirli hususlara dikkat etmekte fayda vardır.

Bu kapsamda (eğer taraflar arasında aksi kararlaştırılmamışsa) öncelikle vekâletnamede müteahhidin arsayı 3. kişilere devredebileceği, arsa üzerinde ipotek tesis edebileceği gibi hükümlerin bulunmamasına dikkat etmek gerekir. Benzer şekilde vekâletnamenin yalnızca sözleşme konusu tapuya ilişkin olması ve belirli bir süreyle sınırlandırılması da önem arz eden diğer hususlardandır.

Eğer aşırı elzem değilse müteahhidin başkasını vekil kılamaması da (tevkil) sürecin arsa sahibi açısından daha kontrol edilebilir olmasını sağlayacaktır. Zira her ne kadar müteahhit, vekil kıldığı-başkasına yaptırdığı işler için şahsen sorumlu olsa da arsa sahiplerinin başlarının ağrımaması için işlemlerin mümkün olduğunca kontrol edebilmesinde fayda vardır. Ayrıca müteahhidin, yapılan her işlemden önce arsa sahibinden onay alması ve sonucunubildirmesi, ilişkinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için tavsiye edilmektedir.

Kural olarak arsa sahibi, müteahhidin vekâletname kapsamında gerçekleştirdiği işlemler için yaptığı harç ve masraf gibi harcamalardan sorumludur. Bu sebeple arsa sahibi ve müteahhit arasındaki sözleşmede bu borçlardan kimin sorumlu olacağının önceden belirlenmiş olmasında büyük fayda vardır.

Son olarak arsa sahibinin vekâletname verme işlemini, sözleşme akdedildikten sonra mümkün olduğunca hızlı şekilde gerçekleştirmesi önem arz etmektedir. Zira bu durum, müteahhidin sözleşmeyi feshetmesi ihtimalini gündeme getirebilecektir.

Müteahhidin Vekâletten Azledilmesi

Gerek sözleşmenin feshedilmesi gerekse de inşaatın sona ermesi durumlarında arsa sahibi ve müteahhidin vekâlet ilişkisine ihtiyacı kalmayabilir. Bu gibi durumlarda müteahhidin azledilmesi gündeme gelebilecektir. Bunun için noterlik ya da konsolosluklar aracılığıyla azilnâme düzenlenebilecek olup söz konusu azilnâmenin müteahhide tebliğiyle birlikte müteahhit, vekaletten azledilmiş olacaktır. Azilnâmeye rağmen müteahhidin vekaletteki yetkilerini kullanması durumunda müteahhit, arsa sahibinin uğradığı tüm zararı tazmin etmekle mükellef olacaktır.

Müteahhite verilen vekaletnameye ilişkin sorularınız olması halinde bize ulaşabilirsiniz.

MÜTEAHHİT VEKALETNAMESİ YARGI KARARLARI

Dava, Borçlar Yasası’nın 355 vd. maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi giderim, davalı Y. Y. dışındaki davalılar adına temsil yetkisi tanınması, muarazanın men’i istemine ilişkindir.

Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, tapunun ada no 44045 parsel no 2’de kayıtlı taşınmaz arsa davalı arsa sahiplerine aittir. Davacı müteahhit bu yere inşaat yapım işini üstlenmiştir. Ankara 18. Noterliği’nde 03.03.2005 tarih, 18239 sayılı 09.03.2005 tarih, 18240 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı satış vaadi ve inşaat sözleşmeleri düzenlenmiştir.

23.07.2005 tarihinde yapılan sözleşme ile davacı müteahhit şirket arsa sahibine karşı hak ve yükümlülüklerini dava dışı SS T. V. Yapı Kooperatifine devretmiştir. Ancak taraflar arasında yapılan sözleşmelerin 16. maddesi uyarınca yapım işinin kendisine ait olmak üzere devredilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Davacı müteahhit işin yapımına başlamış, inşaat ruhsatını almış kendi edimini kısmen ifa etmiştir.

Davalı arsa maliklerince Ankara Asliye 3. Hukuk Mahkemesi’nin 2006/22 Esas, 2006/455 Karar sayılı dava dosyasında sözleşmenin iptâli isteminde bulunulmuş, yapılan yargılama sonucunda inşaatın yapımı için gerekli ruhsatın alınması hazırlığının yapıldığı davanın devamı sırasında ruhsatın alındığı, sözleşmede belirtilen ve kararlaştırılan süreye göre kalan zaman da nazara alındığında inşaatın bitirilmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden de geçerek onanmıştır.

Ankara 32. Noterliği’nde düzenlenen 10.02.2006 tarih 3535 sayılı düzenleme şeklinde azilname ile arsa malikleri R. Y. ve Y. Y., yine aynı noterlikte düzenlenen 10.02.2006 tarih, 3530 yevmiye nolu düzenleme şeklinde azilname ile arsa maliki Ç. Y., B. P., Q. E., T. K., A. I., B. W. ve Avukat K. E. azledilmişlerdir. Daha sonra Ankara 18. Noterliği’nde yapılan 30.03.2007 tarih, 11175 yevmiye nolu düzenleme şeklinde müteahhite vekâletname ile arsa maliki Y. Y. müteahhite vekâletname vermiştir. Diğer arsa malikleri müteahhite vekâletname vermemişlerdir.

Bu noktada

Eldeki davada yapılan yargılama sürecinde sözleşmeler, vekâletnameler, azilnameler, tapu kaydı, proje getirilmiş, tarafların gösterdikleri kanıtlar toplanmış, yerinde tatbiki keşif yapılarak uygulama uzman bilirkişilerce sağlanmıştır. Yargılama sonucunda mahkemece davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin ifası amacıyla davalı Y. Y. dışındaki davalılar adına davacı şirketi temsil yetkisi tanınmasına, davalılar R. Y. ile Y. Y. ve davacı arasında 16.05.2007 tarih, 11734 yevmiye nolu ihtarname ile oluşturulan uyuşmazlıkta uyuşmazlığın sözleşmelerin 3. maddesinin davalılara toplamda 40 adet dükkan ve 20 adet büro daire verileceği şeklinde yorumlanmasına, taraflar arasında çıkan muarazanın bu şekilde giderilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

Mahkemece bağımsız bölümlerin sözleşmede belirtilen paylaşım şekli konusundaki yorum şeklinin sözleşmeye, usul, yasaya ve yönteme uygun olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki sözleşmenin ifası amacıyla davalı arsa sahibi Y. Y. haricindeki davalılar adına davacı şirketi temsil yetkisi tanınmasına ilişkin konuda yeterli açıklık bulunmadığı, temsil konusunun soyut ifadelerden ibaret kaldığı belirlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen her 2 sözleşmenin 15. maddesinde müteahhide verilecek vekâletname başlığı altında arsa sahiplerinin inşaatın yürütülebilmesi için sözleşmenin imzalanmasından iskân ruhsatının alınmasına kadar geçecek sürede bu işle ilgili muamelelerin takibi ve neticelendirilmesi için müteahhide vekâletname verecekleri hükme bağlanmıştır. Yerel mahkemece sözleşmenin anılan bu hükmün gözetilerek davacı müteahhite verilecek vekaletname ile yetki durumu bütün detayları ile birlikte her türlü tereddüt ve kuşkudan uzak bir şekilde belirlenip karar metnine yazılıp hüküm altına alınmalıdır.

Yukarıdan beri yapılan açıklamalar dikkate alınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.