Birden fazla sahibi olan hisseli tapuların gerek satın alma gerek yönetim gerekse de satış aşamasında çeşitli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Belirli durumlarda diğer paydaşların da rızası gerekmekte ve bu da birtakım prosedürlere bağlı kalınmasına sebep olmaktadır. Bu yazının konusu da tüm maliklerinin pay oranlarının tapu senedinde (1/4 vb) açık şekilde gösterildiği “hisseli tapu”ları incelemektir.

Hisseli tapulara ve gayrimenkul hukukuna ilişkin sorularınızda bize her zaman ulaşabilirsiniz.

Bu kapsamda aşağıdaki hususlar irdelenecektir:

  • Hisseli tapu nedir?
  • Hisseli tapu nasıl yönetilir?
  • Hisseli tapu nasıl bölünür?
  • Hisseli tapu nasıl satılır?
  • Hisseli tapunun riskleri nelerdir?
  • Hisseli tapuda habersiz satış

Mirasçılara kalan gayrimenkulün hukuki durumu ise bir başka yazının konusu olup bu konuda detaylı bilgi için Miras Kalan Gayrimenkuller başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=UaqL0xE0fDI

Hisseli Tapuların (Paylı Mülkiyet) Yönetimi Nasıl Olacaktır?

Temel kural olarak paydaşlar aralarında oybirliğiyle anlaşarak yönetime ve kullanmaya ilişkin bir takım kurallar koyabilecekler ve bunu tapu siciline şerh ettirebileceklerdir. Ancak bu yönde bir karar alınmadığı durumda çeşitli ihtimaller gündeme gelebilecektir:

  • Olağan yönetim işleri: Pay sahipleri; küçük onarımlar yapma, emlak vergisi ödeme, (tarlalarda) sulama yapma gibi olağan yönetim işlerini tek başına yapabilecek ve bu yönde doğan masrafları diğer pay sahiplerinden isteyebileceklerdir. Burada neyin olağan iş olup olmadığının belirlenmesinde hakkaniyet ve yöresel adetler esas alınacaktır. Tabi paydaşlar olağan yönetim işlerinin farklı bir usulde görülmesine oy çokluğuyla karar verebileceklerdir.
  • Önemli Yönetim İşleri: Kiraya verme, ekilen ekini değiştirme, kira sözleşmesini feshetme, işletme usulünü değiştirme gibi önemli yönetim işlerinde pay sahiplerinin hem kişi bakımından hem de pay sahibi bakımından çoğunluğu gerekecektir.

Bu doğrultuda örneğin pay oranları 1/5, 1/5 ve 3/5 olan kardeşlerin birlikte malik oldukları bir tarlada 3/5’lik paya sahip olan kardeş tahıl yerine sebze yetiştirilmesine tek başına karar veremeyecek (kişi sayısında da çoğunluk gerektiği için) 2 kişinin onayı gerekecektir. Benzer şekilde bu örnekte 1/5’lik paya sahip olan iki kardeş de her ne kadar sayı çoğunluğuna sahip olsalar da, pay çoğunluğuna sahip olmadıkları için bu tarz bir karar alamayacaklardır.

  • Olağanüstü Yönetim İşleri: (Tarım arazisinin turistik tesise dönüştürülmesi gibi) Gayrimenkulün özgülendiği amacın tümüyle değiştirilmesine sebep olacak kararlarla esaslı yapı / imar işlerine girişilmesi yahut tüm paylar üzerinde ipotek tesis edilmesi vb durumlarda bütün maliklerin / pay sahiplerinin oy birliği gerekecektir.

Bunlar dışında her hisse sahibi / paydaş (diğer paydaşın haklarına zarar vermeyecek şekilde) ortağı olduğu gayrimenkulü kullanabilecek ve ondan faydalanabilecektir. Paydaşların aldığı kararlar sonradan pay sahibi olan kişiler için de bağlayıcı olacaktır. Kullanıma ve faydalanmaya ilişkin çıkacak uyuşmazlıklarda paydaşlar tarafından mahkemeye başvurulabilecektir. Hakim gayrimenkulün kullanımına ilişkin belirli bir düzenleme yapabilecek hangi zaman diliminde gayrimenkulün hangi kısmını kimin kullanacağına karar verebilecektir.

Yapılan harcamalardan ve elde edilen gelirlerde ise tüm ortaklar payları oranında hak sahibi / sorumlu olacaktır. SEO Danışmanlığı

Peki Hisseli Tapu Sahibi Olmanın Riskleri Nelerdir?

Hisseli Tapu sahiplerinin yaşadıkları ve yaşayabilecekleri riskler ve zorluklar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Belirsizlik: Her ne kadar tapu senedinde kimin hangi oranda pay sahibi olduğu yazılı olsa da malikler gayrimenkulün her kısmında aynı oranda pay sahibidirler. Bu sebeple gayrimenkulün (özellikle tarlaların veya apartmanların) hangi kısmını kimin kullanacağına ilişkin sorunlar çıkabilmekte ve doğabilecek uyuşmazlıklar zaman ve para kaybına neden olabilmektedir.
  • Güven Sorunu: Gerek birlikte hareket etmenin zorluğu gerekse de her malikin aynı fikirde olmamasından ötürü sözleşme yapılacak üçüncü kişilerde güven problemi oluşabilmektedir. Bu sebeple özellikle sahip olunan pay üzerinde ipotek tesis edilip bankadan kredi çekilirken çeşitli zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Söz konusu zorluk sebebiyle malik payını üçüncü kişilere satarken de zorlanmakta ve gayrimenkulün değeri düşmektedir.
  • Sürdürülebilir Olmama: Özellikle pay sahiplerinden birinin vefat etmesi halinde paydaş sayısı ciddi oranda artmakta ve bu durum gayrimenkulün yönetimini gittikçe daha da zor hale getirmektedir.
  • Ön alım / Şufa Hakkı: Hisseli tapu sahipleri payını diğer kişilere dilediği şekilde satabilecek olsa da diğer pay sahipleri satış bedelini ödemek suretiyle payları iade alabilecektir. Bu sebeple gayrimenkul üzerinde sahip olunan payların satışı zorlaşmakta ve olduğundan daha düşük meblağlar karşılığında satılabilmektedir.
  • Paydaşlardan Birinin Ortaklığın Giderilmesi / İzale-i Şüyu Davası Açabilecek Olması: Bilindiği üzere herhangi bir paydaş gayrimenkul üzerindeki ortaklığın giderilmesi için dava açabilecektir. Böyle durumlarda hâkim fiziki olarak bölebiliyorsa gayrimenkulü pay sahiplerine o şekilde dağıtacak aksi takdirde gayrimenkulün satılarak elde edilen gelirin paydaşlara dağıtılmasına karar verecektir. Bu süreçler hem masraflı hem de (gayrimenkul muhtemelen değerinin altında bir bedelde satılacağı için) tarafları zarara uğratabilecek olup detaylı bilgi için Ortaklığın Giderilmesi İzale-i Şuyuu Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz. Miras avukatı ile ilgili daha fazla bilgi için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
  • Paydaşlıktan Çıkarılabilecek Olunması: Aşağıda detayları verileceği üzere bir paydaş diğer paydaşların talebiyle paydaşlıktan çıkarılabilecek ve mülkiyet hakkını kaybedebilecektir. Bu sebeple paylı mülkiyet sahibi olan bir kişinin mülkiyet hakkının risk altında olduğu söylenebilecektir.

Hisseli Tapularda Paydaşlıktan Çıkarılma

Hisseli tapularda pay sahiplerinden biri; sorumluluklarını ağır biçimde ihlal ederek hisseli mülkiyet ilişkisini taraflar için çekilmez hale getirdiği görülebilmektedir.

Örneğin bir pay / hisse sahibi uzun yıllar boyunca kendi payına düşen emlak vergisi borcunu ödemiyor, ortak giderlere hiçbir şekilde katılmıyor olabilir. Böyle durumlarda mahkeme, diğer paydaşların (pay ve paydaş bakımından çoğunlukla) başvurmaları halinde ilgili kişinin paydaşlıktan çıkarılmasına karar verebilecektir.

Burada yalnızca pay sahibinin ihlal etmesi önemli olmayıp aynı zamanda paydaşın malı kullandırttığı (kiracı, akraba vb) kişilerin ihlallerinde de mahkemeye başvurulabilecektir.

Mahkeme mümkünse hisseli gayrimenkulün bölünmesine ve yükümlülüklerini ihlal eden paydaşa payının verilmesine karar verecektir. Ancak bu imkan (kat mülkiyetine geçişteki zorluklar, imar mevzuatının izin vermemesi veya tarımsal arazilere ilişkin kısıtlamalar sebebiyle) her zaman mevcut olmamaktadır. Böyle durumlarda mahkeme, ilgili pay sahibinin sahip olduğu payların değerinin mahkemeye yatırılmasına karar verebilecektir. Pay bedellerinin yatırılması halinde payların mülkiyeti davacılara devredilecek mahkemeye yatırılan para ise davalı pay sahibine verilecektir.

Diğer pay sahiplerinin de payı almak istememesi halinde mahkeme davalı pay sahibine payını devretmesi için belirli bir süre verecektir. Bu süre tamamlanmasına rağmen davalının payı devredilmezse mahkeme ilgili payların açık artırma yoluyla satışına karar verecektir.

Burada bahsedilen usul, kıyasen intifa veya diğer ayni hak sahiplerine de uygulanacaktır.

Hisseli Tapunun Satışı Mümkün müdür?

Hisseli tapunun satışının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Satış Noter’de yapılan sözleşme ile yahut tapu sicilinde gerçekleştirilecektir. Ancak burada diğer pay sahiplerinin bir önalım / şufa hakkına sahip olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Dolayısıyla gayrimenkul üzerindeki hisseler / paylar başka birine satılmış olsa dahi diğer paydaşlar yeni pay sahibinden bu payları satın alabilecektir. Bu konuda detaylı bilgi için Önalım Hakkı Şufa Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Peki Hisseli Tapu Satın Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

  • Satın alınan kısmın (ofis, daire, dükkan vb) gayrimenkulün belirli bir kısmı değil ana gayrimenkulün tamamına ait bir pay olduğu bilinmelidir.
  • Diğer pay sahiplerinin ön alım haklarını kullanmamaları için o kişilerden yazılı şekilde onay alınmalıdır.
  • Eğer bu onay alınamıyorsa satış işlemi diğer pay sahiplerine noter kanalıyla bir an önce bildirilmelidir. Pay sahipleri bildirim tarihinden üç ay sonra ön alım haklarını kullanamayacaklardır.
  • Satış bedelinin düşük gösterilmemesine dikkat edilmelidir. Aksi takdirde birtakım sıkıntılar doğabilecek olup detaylı bilgi için Tapuda Değeri Düşük Göstermek başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
  • Eğer tüm hisse / pay sahiplerinin gayrimenkulü satın alınıyorsa bütün pay sahiplerinin (yahut onları temsil eden pay sahiplerinin) devir esnasında tapuda olması gerektiği bilinmelidir.

Bu noktada hisseli tapuya ilişkin merak ettiğiniz hususları gayrimenkul hukukunda uzman ekibimize sorabilirsiniz.

  • Tarımsal arazilerdeki payların devrine ilişkin bir takım kısıtlamalar bilinmelidir. Bu konuda detaylı bilgi için Tarımsal Arazilerin Satışı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
  • Son olarak satın alınacak gayrimenkulün hisseli olup olmamasından bağımsız olarak da (haciz veya ipotek olup olmadığının kontrol edilmesi vb) belirli hususlara dikkat edilmesi gerekiyor olup detaylı bilgi için Gayrimenkul Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

HİSSELİ TAPUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Hisseli Tapuya Dönüştürme

6. HD., Esas. 2010/12408 Karar. 2011/1723 Tarih. 21.2.2011

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davasına dair karar temyiz edilmeksizin 17/2/2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine, hüküm kanun yararına Cumhuriyet Savcılığınca temyiz edilmiştir.

Elbirliği mülkiyetinin hisseli tapuya çevrilmesine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle dosyadaki tüm evraklar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilirken HUMK.’nun 388/son maddesi gereğince hüküm fıkrasında her bir paydaşa isabet eden payların ayrı ayrı gösterilmesi zorunlu olup mahkemece veraset ilamına atıfla yetinilmesi doğru olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Adalet Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir.

Hisseli Tapunun Haczi

6. HD., Esas. 2007/8010 Karar. 2007/10124 Tarih. 1.10.2007

Davacı, borçlu davalılardan Mustafa hakkında alacağın tahsili için icra takibi yapmış, kesinleşen takip sonucu, borçlu davalının Kayseri ili, Melihgazi ilçesi, 3 No’lu parselde bulunan ½ hiseli tapu üzerine haciz konulmuştur. Davacı, icra tetkik merciinden İ.İ.K. 121.maddesine göre almış olduğu yetkiye göre taşınmazın ortaklığının giderilmesini istemiştir. Davalılar, duruşmalara katılmamış, savunmada bulunmamışlardır. Borçlu ortağın, borcundan dolayı, paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi için dava konusu taşınmazın elbirliği halinde mülkiyete konu olması gerekir.

Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazda borçlu paydaş Mustafa’nün ½ hisseli payının bulunduğu, payın elbirliği mülkiyetine tabi olmayıp paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu son gelen tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı alacaklı borçlu paydaşın bu payını bağımsız olarak haciz ettirip sattırma olanağına sahip olduğundan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Sulh Hakiminin Yetkisi

14. HD., Esas 2015/18941 Karar 2017/9667 Tarih 25.12.2017

Mahkemece, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen ek 3. madde ile elbirliği mülkiyetinin hisseli tapuya dönüştürülmesi konusunda tapu sicil müdürlüğünün görevlendirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de bu hüküm 4721 sayılı TMK’nın 644. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. Anılan madde ile, “bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin hisseli tapuya dönüştürülmesine karar verilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla, davacının dava konusu edilen taşınmazın elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini dava yoluyla istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

Davetiye

6. HD., Esas 2012/18306 Karar. 2013/1925 Tarih 7.2.2013

Uyuşmazlık, elbirliği mülkiyetinin hisseli tapuya dönüştürülmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 644.maddesine dayalı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarında davalılara gönderilen dava dilekçesi içeren duruşma gününü bildirir davetiyelerde “..belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğine..” dair ihtarın bulunması gerekir. Davalılara gönderilen ve Türk Medeni Kanunu’nun 644. maddesindeki bu ihtarı içermeyen tebligatlar geçersizdir. Bu durumda mahkemece, davalılara yukarıda belirtilen ihtarı içeren dava dilekçesi içeren duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Tapu Sicil Müdürlüğünün Yetkisi

6. HD., Esas. 2013/1127 Karar 2013/2923 Tarih. 21.2.2013

5831 Sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair, 27.01.2009 tarihli resmi gazetede yayınlanan kanunun ek 3.maddesinde, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi isteminin, Tapu Sicil Müdürü’ne yapılabileceği hükme bağlanmış ve taraflara dava yolu dışında başka bir seçenek sunulmuştur. Bu yasa, TMK.nun 644.maddesini yürürlükten kaldıran bir yasa değişikliği değildir. Bu durumda, davacıların TMK.nun 644.maddesi gereğince seçimlik haklarını kullanarak dava açmaları ve hisseli tapuya dönüştürme talebinde bulunmalarında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, mahkemece TMK 644/2.maddesinde açıklanan şerhi taşıyan meşruhatlı davetiyelerin taraflara gönderilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hisseli Tapuda Habersiz Satış

14. HD., Esas 2018/3591 Karar. 2019/990 Tarih 6.2.2019

Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda inşa edilen bina arzın tamamlayıcı parçasıdır. Kural olarak bina, üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule tabidir. Paylı mülkiyet rejimine tabi taşınmazda tüm paydaşlar arasında payları karşılığı kullanımlarına bırakılan kesimleri belirleyen ve geçerliliği tartışılamayacak bir anlaşma bulunduğu ileri sürülmediği sürece taşınmaz üzerindeki yapılarda da paydaşların tamamının taşınmazdaki payları oranında mülkiyet hakları bulunduğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca da elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin bu tür davalarda, davalı taşınmazların tüm kayıt maliklerinin davada davalı olarak yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.

Saklı Paylar

1. HD., Esas. 2015/10611 Karar. 2018/12498 Tarih. 19.09.2018

Somut olayda, davalılardan K7 ve K8 tercih hakkını para olarak, diğer davalılar K4, K5 ve K6 ise ayın olarak kullanmak istediklerini belirtmişler, mahkemece vasiyete konu taşınmazlar yönünden ayın vermeyi tercih eden davalılara davacının saklı payına isabet eden (1/20) 34.021,70 TL tenkis bedelinin ödenmesine, davalıların her birinin arsa payı olan 3/20’den 1/5 pay=5/20 pay kesilerek davacı K2’e verilmesi sureti ile tapu sicil müdürlüğünce hisseli tapular da esas ve dikkate alınıp denkleştirme yapılmasına şeklinde hüküm kurulmuştur.

Mahkemece, davacının saklı payı dışında kalan miktarın bedelinin davalılara nakden ödenmesi ve ayın vermeyi kabul eden davalılar K4, K5 ve K6’ün payı yönünden davacı adına tescil kararı verilmesi gerekirken, ayın vermeyi tercih eden davalılar yönünden hem davacı hem de davalılar adına paylı tapu oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değildir.