Hukukumuzda miras sözleşmelerinin işlevi itibariyle vasiyetnamelerden bir farkı yoktur. Ancak yapılış şekilleri farklıdır. Vasiyetname miras bırakan tarafından tek başına yapıldığı halde sözleşme, kendisine miras bırakılacak kişiyle karşılıklı olarak yapılmaktadır. Yani sözleşme ile mirasçı atanacak ya da lehine belirli bir mal bağışlanacak kişinin tüm bunları kabul etmesi gerekmektedir.

İki çeşit miras sözleşmesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki aynen vasiyetnamede olduğu gibi miras bırakanın bir kişiyi mirasçı atadığı ya da onun lehine belirli mal vasiyeti yaptığı sözleşmelerdir. Diğeri ise mirastan feragat sözleşmeleri olup bu konu başka bir yazının konusudur.

Peki, Neden Vasiyet Yerine Miras Sözleşmesi Yapılmaktadır?

Vasiyetnamenin yapılması miras sözleşmesine göre daha kolay olduğu gibi vasiyetnameden dönülmesi de oldukça kolaydır. Miras bırakan el yazılı vasiyetnamesini yırtarak dahi vasiyetinden dönebilir. Vasiyetname ile kendisine mal bırakılacak ya da atanmış mirasçıların bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktur.

Ancak miras sözleşmelerinde durum daha farklıdır. Miras bırakan her istediğinde miras sözleşmesinden serbestçe dönemez. Bu anlamda sözleşme; atanmış mirasçıların ve lehine belli bir mal bırakılanların durumunu hem miras bırakan karşısında hem de yasal mirasçılar karşısında oldukça güçlendirir.

Miras Paylaşım Sözleşmesi Nedir?

Miras paylaşım sözleşmesi çoğu zaman miras sözleşmeleri ile karıştırılmaktadır. Oysa iki sözleşme türü hem işlevleri hem de yapılış şekilleri bakımında birbirlerinden oldukça farklıdır.

Miras paylaşımı sözleşmesi, miras bırakan öldükten sonra mirasçılar arasında mirasın nasıl paylaşılacağını belirledikleri sözleşmelerdir. Adi yazılı şekilde yapılır. Mirasçılardan biri paylaşım sözleşmesinden sonra diğer mirasçılara dava açtığı takdirde miras paylaşım sözleşmeleri mahkemeye ispat aracı olarak sunulur. Bir diğer işlevi de miras paylaşma kuralları ve miras paylarının yazıldığı bu belgenin tapu müdürlüğü gibi resmi kurumlara beyan edilerek miras mallarının mirasçılara sözleşmede yazan oranlara göre geçirilmesini sağlamaktır.

Örneğin miras bırakanın mirasçısı olarak üç çocuğu ve terekesinde üç tapusu varsa, mirasçılar bu üç tapu üzerinde de eşit şekilde 1/3 oranında hak sahibi olur ve normal şartlar altında her bir tapu üçü adına da miras payları oranında tescil edilir. Ancak mirasçılar miras paylaşımı sözleşmesinde her çocuğun 1 tapu alacağını kararlaştırıp bu sözleşmeyi tapu müdürlüğüne beyan ettikleri takdirde tescil işlemi sözleşmede yazan şekilde yapılır.

Yukarıda da belirtildiği üzere miras sözleşmesi ise miras bırakanın sağlığında bir kişiyi mirasçı atamak ya da ona belli bir mal bırakmak için yapılan çift taraflı bir sözleşmedir. Aşağıda da anlatacağımız gibi bu sözleşme resmi şekilde yapılır.

Miras Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

Miras sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması gerekmektedir. Dolayısı ile miras sözleşmesi Noterde yapılır. Bunun için her iki tarafında birlikte Noter’e gitmesi gerekmektedir. Sözleşme şartları Notere sözlü olarak iletilebileceği gibi, yazılı olarak da verilebilir. Noter kendisine verilen metni resmi şekilde yazdıktan sonra yasal şartları taşıyan (fiil ehliyetine sahip, okuma yazma bilen, kamu hizmetinden yasaklanmamış ve yakın hısım olmayan) iki tanık huzurunda miras sözleşmesini okuması için taraflara verir. Taraflardan biri okuma yazma bilmiyorsa sözleşme bu kişiye Noter tarafından okunur. Taraflar sözleşmeyi uygun bulursa sözleşmeyi kendi el yazısı ile imzalar. Akabinde tarih atılır ve Noter ve tanıkların da imzası alınır.

İki tarafın kendi arasında adi yazılı şekilde yaptığı miras sözleşmeleri geçerli değildir. Miras bırakan hayatta iken bu sözleşmenin geçersiz olduğu hem miras bırakan hem de mirasçı tarafında ileri sürülebilir ve sözleşme hüküm ifade etmez. Miras bırakan hayatta iken sözleşmenin geçersiz olduğu ileri sürülmezse, öldükten sonra da sürülemez. Bunun için sözleşmenin iptali davası açmak gerekmektedir.

İşbu sözleşme sonradan değiştirilmek istenirse bunun da aynı usulle (Noterde) yapılması gerekmektedir.

Miras Sözleşmesi Karşılıklı Olarak Yapılabilir mi?

Miras sözleşmesinin karşılıklı olarak yapılmasıyla kastedilen iki kişinin yapacakları bir sözleşme ile karşılıklı olarak birbirlerini mirasçı olarak atamaları ya da mal vasiyetinde bulunmalarıdır.

Örneğin iki yakın arkadaş birbirlerinin yasal mirasçısı olmadıkları halde bir miras sözleşmesiyle karşılıklı olarak birbirlerini mirasçı olarak atayabilir ya da eşler arasında yapılacak bir sözleşme ile satın alınan ortak bir konutun eşlerden birinin ölümü halinde diğerine kalacağı kararlaştırılabilir.

Miras Sözleşmesinin Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Şeklinde Yapılması

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince, bir kişi diğer bir kimseye karşı ölünceye kadar bakma borcu altına girmektedir; buna karşılık, ölünceye kadar bakılacak olan kişi de bazı mallarını kendisine bakan kişiye devredebileceği gibi onu mirasçısı atayabilir ya da lehine mal vasiyeti yapabilir. Bu şekilde miras sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde de yapılabilir.

Miras Sözleşmesi Yapılırken Miras Bırakan Bir Bedel Talep Edebilir Mi?

Miras sözleşmesi bir miktar para, mal ya da hizmet karşılığında yapılabilir. Miras bırakanın mirasçısı olmayan bir kişiyi mirasçısı olarak ataması ya da mal vasiyetinde bulunması karşılığında böyle bir bedel talep etmesinde bir sakınca yoktur. Esasen sözleşmenin ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde yapılabilmesi de miras bırakanın mirasına karşılık bir bedel talep edebileceğini göstermektedir.

Miras Sözleşmesi İkiden Fazla Kişi Arasında Yapılabilir Mi?

Miras sözleşmesinde miras bırakanın karşısında tek bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Keza, miras sözleşmelerinin ikiden fazla kişi arasında yapılması ve her birinin diğerini mirasçı ataması ya da lehine mal vasiyet etmesi de mümkündür.

Üçüncü Bir Kişi Lehine Sözleşme Yapılabilir Mi?

Miras sözleşmesinin miras bırakan ile mirasçı olacak olan kişi arasında çift taraflı olarak yapıldığından bahsettik. Peki, bir kişi başka bir kişi lehine sözleşme yapabilir mi? Bu soruya olumlu cevap vermek mümkündür.

Örneğin, karı koca arasında yapılan bir miras sözleşmesinde, eşlerden biri diğerinden önceki evliliğinden olan çocuğunu mirasçı olarak atamasını isteyebilir. Ancak bu sözleşme yalnızca eşler arasında bağlayıcıdır. Üçüncü kişi, örneğimizde evlilik dışı çocuk, bu sözleşmeye dayanarak her hangi bir talepte bulunamaz.

Kimler Sözleşme Yapabilir?

Miras sözleşmesi yapabilmek için mirasını bırakacak olan kişinin ergin (18 yaşını doldurmuş), ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmaması gerekir. Ölüme bağlı tasarruflarda temsil ve vekâlet geçerli olmadığından bir kişi bu üç şartı taşımıyorsa sözleşme ile mirasçı atayamaz ya da belirli mal vasiyetinde bulunamaz.

Sözleşmenin karşı tarafı yani mirası kabul edecek olan kişi, sözleşme karşılığında miras bırakana bir şey vaat etmiyorsa sözleşmeyi tek başına ya da temsilcisi aracılığıyla yapabilir. Aksi takdirde ayırt etme gücüne sahip olamayan, küçük ya da kısıtlı bireylerin yasal temsilcilerinden izin alması gerekir.

Miras Sözleşmesi Örneği

Sözleşme örneği için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Miras Sözleşmesinin Sona Ermesi

Miras sözleşmesi tarafların anlaşması ya da bir tarafın sözleşmeden dönmesi ile sona erebilir. Tarafların sözleşmenin sona ermesi noktasında anlaştıklarını yazılı şekilde belirtmeleri gerekmektedir. Bu yazılı şekil adi yazılı şekildir. Notere bildirimde bulunmak gerekmez.

Hukukumuza göre miras sözleşmesinden tek taraflı olarak dönmek ise yalnızca bazı hallerde mümkündür. Bu haller;

  • Miras bırakanın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğini sözleşmeye yazdırması
  • Mirasçılıktan çıkarma sebebinin bulunması: Mirasçı ya da lehine belli bir mal bırakılmak istenen kişi miras bırakana karşı ağır bir suç işlemişse ya da ona karşı aile hukukundan kaynaklanan görevlerini yerine getirmiyorsa miras bırakan miras sözleşmesinden dönebilir. Burada dikkat edilmesi gereken dönmenin şeklidir. Miras bırakan bu sebeple miras sözleşmesinden dönecekse mirasçılıktan çıkarma sebebini açıkladığı yeni bir miras sözleşmesi ya da vasiyetname yapmalıdır. Aksi halde sözleşmeden dönme geçerli olmaz.
  • Miras sözleşmesinde vaat edilen şeyin yerine getirilmemesi: Miras sözleşmesi mirasçının vaat ettiği bir bedel karşılığında yapıldı ve bu bedel ödenmediyse miras bırakan sözleşmeden dönebilir. Örneğin ölünceye kadar bakma karşılığında miras sözleşmesi yapılmış olmasına rağmen mirasçı bakma edimini yerine getirmiyorsa miras bırakan sözleşmeden dönebilir.
  • Miras sözleşmesinin hataen, hile ya da tehdit altında yapılması: Miras sözleşmesi miras bırakanın yanıltılması, aldatılması ya da korkutulması ile yaptırıldı ise miras bırakan, bu hallerin ortadan kalkmasından itibaren 1 yıl içinde sözleşmenin iptalini isteyebilir. Miras bırakan 1 yıllık süre dolmadan ölürse iptal davası diğer mirasçılar tarafından da açılabilir.
  • Miras sözleşmesinin usulüne uygun şekilde yapılmaması: Miras sözleşmesinin resmi vasiyetname şeklinde yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu şekil şartına uyulmazsa taraflar hayatta iken sözleşmenin hükümsüzlüğünü ilerisürebilecekleri gibi miras bırakanın ölümünden sonra mirasçılar da sözleşmenin iptalini dava edebilir.
  • Miras sözleşmesi yapmaya ehil olunmaması: Yukarıda kimlerin miras sözleşmesi yapabileceğinden bahsettik. Sözleşme, ehil olmayan kişiler tarafından yapıldığı takdirde geçersizdir. Taraflar bu sebeple sözleşmeden dönebilecekleri gibi miras bırakan öldükten sonra mirasçıları sözleşmenin hükümsüz olduğunu talep ve dava edebilir.

Miras sözleşmesinden tek taraflı olarak dönebilme halleri Kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Bu haller dışında sözleşmeden tek taraflı olarak dönebilmek mümkün değildir.

Sözleşmenin Hükümsüzlüğü

Bazı durumlarda miras sözleşmesinden dönmeye ya da iptal davası açmaya gerek yoktur. Miras sözleşmesi kendiliğinden hükümsüzdür. Bunlar;

  • Mirasçı olarak atanan ya da lehine belirli bir mal bırakılmak istenen kişinin miras bırakandan önce ölmesi
  • Mirastan yoksunluk sebebinin bulunması
  • Miras sözleşmesi eşler arasında yapılmışsa eşlerin boşanması
  • Miras sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak için muvazaalı olarak yapılması

halleridir. Miras sözleşmesi karşılığında mirasçı atanan kişi mirasçıya bir bedel ödediyse, sözleşmenin hükümsüz hale gelmesinden sonra bu bedelden miras bırakanın elinde kalan geri istenebilir.