Bilindiği üzere ölünceye kadar bakma sözleşmesi bir kişinin ölene kadar bakılması karşılığında bakıcıya belirli menfaatlerin sağlandığı sözleşme türüdür. Bu sözleşme türünde bakıcıya kimi zaman bir konut tahsis edilirken kimi zaman da bakım karşılığında belirli bir miktarda para verilmesi kararlaştırılabilir. Burada bakıcının kim olduğunun önemi olmayıp evlat, hemşire yahut (huzurevi vb) bir şirket bakıcı olabilir.

Bu noktada ölünceye kadar bakma sözleşmesinde uyulması gereken birçok nokta bulunuyor olup bu yazıda da

  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin nasıl yapılacağı,
  • Bakıcının hakları,
  • Bakılan kişinin hakları,
  • Bakılan kişinin ipotek hakkı,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile tapu devri,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali,

gibi hususlara değinilecektir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin hukuki desteğe ihtiyaç duymanız halinde bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nasıl Yapılır?

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin usulüne uygun şekilde yapılabilmesi için bir takım şekli şartlara uymak gerekmektedir. Aksi taktirde bu sözleşme geçersiz sayılacak ve birtakım hukuki sorunlarla karşılaşılabilecektir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ancak Sulh Hakimi önünde Noterde veya (eğer bakıcıya gayrimenkul devredilecekse) Tapu Müdürlüğünde yapılabilecektir. Bu sözleşmenin imzalanması esnasında iki adet tanığın bulunması da kanunen zorunludur.

Dolayısıyla yetkili mercii önünde hem iki tanık hem de sözleşmenin taraflarının bulunması gerekiyor olup bunlardan birinin sözleşmeyi başka bir yer ve zamanda imzalaması sözleşmeyi geçersiz hale getirecektir. Böyle bir halde ise ne bakıcı kendisine vaat edilen bedelleri talep edebilecek ne de bakılacak kişi kendisine bakılmasını isteyebilecektir. Taraflar böyle durumlarda uğradıkları zararları (bakıcı için emeğinin karşılığı, bakılan için verdiklerinin iadesi) talep edebileceklerdir.

Ancak sözleşmede “bakıcı” olan taraf (belediye bakımevi vb) bir kamu kurumuysa sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı olması yeterli olacaktır.

Eğer sözleşme tapu müdürlüğü nezdinde yapılacaksa yukarıdakilere ilave olarak

  • Tarafların kimliklerinin,

  • Bakılacak kişinin 1 adet fotoğrafının,

  • Bakıcının 2 adet fotoğrafının,

  • Belediyeden alınan emlak rayiç değer belgesinin ve

  • DASK poliçesinin (bina vasfındaysa)

bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca bakılacak kişinin akil baliğ olduğundan şüphe edilirse sağlık raporu getirmesi de talep edilecektir. Bu sözleşmeye ilave olarak %4 oranında tapu harcının ve döner sermaye ücretinin ödeneceğinin bilinmesi gerekmektedir.

Bakıcının Sorumlulukları Nelerdir?

Temel kural olarak bakıcı, bakılacak kişiyle aynı yerde yaşamalıdır zira bakıcı bakılanın aile topluluğuna katılmış sayılmaktadır. Ayrıca bakıcı, bakılacak kişinin ihtiyaç duyduğu gıdayı sağlamalı, bakılacak kişinin tedavisine ve hastalıklarına özen göstermeli, temizliği sağlanmalı ve o kişi için rahat yaşanılabilir bir ortamı tesis etmelidir. Tabi burada söz konusu yükümlülüklerin ölçüsü bakan ve bakılan kişilerin sosyo-ekonomik durumuna göre değerlendirilmelidir. Asgari ücretle geçinen bir bakıcının bakılan kişiyi tedavi için yurtdışındaki hastanelere götürmesinin beklenmesi doğru olmayacaktır.

Bakılanın İpotek Hakkı

Bakım karşılığı gayrimenkul devredilecek kimi durumlarda bakılan kişi ilgili gayrimenkulü sözleşmenin başında devredebilmektedir. Ancak bu durum bakılan için bir risk unsuru teşkil etmektedir zira

  • Bakıcı bakım görevlerini yerine getirmeyebilir

yahut

Örneğin bakım hizmetleri karşılığında kendisine peşinen 500.000 TL’lik bir ev verilen kötü niyetli bir bakıcı bu gayrimenkulü diğer kişilere satabilir ve kendi görevlerini ihmal edebilir. Böyle bir durumda bakılan kişinin gayrimenkulü iade almasına imkan olmayacaktır.

Benzer şekilde kendisine gayrimenkul verilen bakıcının erken ölümü sonrasında mirasçılar ile bakılacak kişi arasında çeşitli hukuki uyuşmazlıklar yaşanabilir.

Böyle durumlarda bakılan kişinin mağdur olmaması adına Kanun; devredilen gayrimenkul üzerine ipotek tesis edilmesine izin vermiştir. Böylece kendisine bakılacak kişi haklarını güvence altına alabilecektir. Ancak bu ipotek hakkının gayrimenkul devrinden sonraki 3 ay içerisinde kullanılması gerekmektedir. Ayrıca böyle bir ipotek tesisinde gayrimenkul bedelinin binde 4.55’i oranında tapu harcı ödeneceğinin bilinmesinde fayda vardır.

Bakılan kişi vefat ettikten sonra ipoteğin kaldırılması mümkün olacaktır. Bunun için bakıcının tapu müdürlüğüne başvurması gerekecektir.

Not: Eğer bakılan kişi bakıcıya kendi oturduğu gayrimenkulü devredecekse gayrimenkul üzerinde “intifa hakkı” tesis etmesi faydalı olacaktır. Böylece ilgili gayrimenkul başka kişilere satılsa bile hiç kimse bakılan kişinin o gayrimenkulü terk etmesini talep edemeyecektir.

Bakıcı Hangi Haklara Sahiptir?

Bakıcının en temel hakkı bakılan kişinin vaat ettiği parayı / gayrimenkulü almaktır. Bu noktada özellikle bakılan kişinin ölümünden sonra gayrimenkul devrini içeren sözleşmelerde bakıcının haklarının çeşitli ihtimaller göz önünde bulundurularak teminat altına alınması gerekmektedir.

Örneğin bakılacak kişi kötü niyetli olarak gayrimenkulü başka kişilere satabilir. Yahut bakılan vefat ettikten sonra mirasçılar bu gayrimenkulü başka kişilere devredebilir. Böyle durumlarda bakıcı ciddi derecede mağdur olacak ve hakkı olanı almak için uzun ve yıpratıcı yargı süreçleriyle boğuşmak durumunda kalabilecektir.

Bu risklerin önüne geçebilmek için bakıcının ölünceye kadar bakma sözleşmesini tapuya tescil ettirmesinde fayda vardır. Böylece ilgili gayrimenkul başkasına satılsa dahi bakıcı yeni alıcıya karşı gayrimenkulün kendisine devrini isteyebilecektir.

Ayrıca bakıcı ilgili gayrimenkul üzerinde ipotek de tesis edilmesini de talep edebilecektir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ile Tapu Devri

Yukarıda da açıklandığı üzere sözleşme eğer tapu müdürlüğünde yapılıyorsa devir de orada gerçekleştirilebilecektir. Eğer sulh hakimliği veya noter önünde yapılmışsa ve gayrimenkulün devrine ilişkin açık hüküm yoksa tarafların birlikte tapuya başvurmaları gerekecektir. Eğer mal sahibi tapuya gitmekten kaçınırsa dava açılabilecektir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesine ilişkin hukuki sorunuz olması halinde bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin İptali

Sözleşmenin Mal Kaçırmak İçin Yapılması

Uygulamada bu sözleşmenin mirastan mal kaçırmak amacıyla göstermelik olarak yapıldığı görülebilmektedir. Böylece mal sahipleri, kendi mirasçılarının saklı paylarından daha fazla orandaki malı başkalarına geçirebilmektedir.

Örneğin kızına miras bırakmak istemeyen bir babanın tüm mirasını oğluna bırakmak için göstermelik şekilde bir sözleşme düzenlediği görülebilmektedir.

Böyle durumlarda menfaatleri zarara uğrayan mirasçılar ilgili ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptal edilmesini isteyebileceklerdir. Ancak burada en önemli nokta söz konusu sözleşmenin kötü niyetle yapıldığının mahkeme nezdinde ispat edilebilmesidir. Burada tespit için aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulacaktır:

  • Miras bırakan kişinin yaşı, sağlık durumu, bakıma hangi oranda muhtaç olduğu,

  • Miras bırakan kişinin aile koşulları ve ilişkileri,

  • Sözleşmeyle devredilecek mal varlığının toplam mal varlığına oranı,

Burada sayılan unsurlar örnek mahiyetinde verilmiş olup hiç birisi tek başına bir sözleşmenin muvazaalı şekilde (sahte niyetlerle) yapıldığını ispat için yeterli olmayacaktır. Dolayısıyla bakılacak kişinin hasta olmaması yahut kısa sürede vefat etmiş olması sözleşmenin göstermelik olarak düzenlendiğini tek başına ispat etmez. Önemli olan mal kaçırma amacının tanık da dahil olmak üzere her türlü delille ispat edilebilmesidir.

Bakıcının Ölümü veya İflası

Bakıcının bakılacak kişiden erken bir zamanda öldüğü durumlarla karşılaşılabilmektedir.

Örneğin bakıcıya 600.000 TL değerinde bir gayrimenkul devredilmesine ilişkin sözleşme imzalandıktan 3 yıl sonra bakıcının vefat ettiği bir durumu ele alalım. Böyle bir durumda bakıcının mirasçılarının gayrimenkulün mülkiyetine hak kazanmaları adil olmasa da bakıcının 3 yıl boyunca harcadığı emek ve yaptığı masrafların karşılığını alması hakkaniyet gereğidir.

Bu sebeple yukarıdaki örnekte bakıcının 3 yıl boyunca sunduğu hizmetler sosyal güvenlik kurumunca verilseydi ne kadarlık bir hizmet bedeli çıkacaksa bu bedelin ölen bakıcının mirasçılarına verilmesi gerekecektir.

Benzer durum bakıcılık hizmeti veren işletmenin iflasında da söz konusu olup eğer bakıcı iflas sonucunda bakıma devam edemeyecekse yukarıdaki ölçütlere göre belirlenen meblağın bakılan tarafından iflas masasına yatırılması gerekecektir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin İptali

Eğer tarafların sözleşme kapsamında belirledikleri yükümlülükler arasında ciddi bir orantısızlık bulunuyorsa taraflardan biri, 6 ay içinde bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilecektir.

Örneğin ölünceye kadar bakım karşılığında verilecek ücret çok düşükse bakıcı, çok yüksekse bakılacak kişi sözleşmenin feshini isteyebilecektir.

Böyle durumlarda bakıcı, bakım yaptığı dönemdeki masrafları ve emeğinin karşılığını talep edebilecektir. Eğer bakıcıya önceden bir ödeme yapılmış / gayrimenkul verilmişse bunların da iadesini bakılan kişi isteyebilecektir.

Ayrıca tarafların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve bu durumun diğer taraf için katlanılmaz hale gelmesi sözleşmenin fesih sebebidir.

Örneğin bakıcının bakılacak kişi hasta olmasına rağmen hastaneye götürülmemesi bakılan kişi için önemli bir fesih sebebidir. Benzer şekilde bakılan kişi sözleşmede her ay belli bir masrafı karşılayacağının sözünü vermesine rağmen bu yükümlülüğünü yerine getirmezse bakıcı da sözleşmenin feshini talep edebilecektir.

Tabi burada en önemli hususlardan biri de sözleşmeye aykırı davranışların ispat edilebilmesidir. Örneğin bakılan kişinin hastaneye götürülmemesi örneğinde hastane kayıtları ve tanık beyanları delil olarak kullanılabilecektir.

Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması halinde zarara uğrayan kişiler bu zararın tazmin edilmesini isteyebileceklerdir.

Örneğin bakılan kişinin hastaneye götürülmemesi sebebiyle hastalığı ilerlerse buradan doğan hem maddi hem de manevi zararları bakıcıdan talep edebilecektir.

Son olarak sözleşmelerde bakılan kişinin kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin haklarını ihlal eden hükümler bulunmamalıdır.

Örneğin bakılan kişinin 5 yaşında bir çocuğu da varsa, bakıcıya verilecek meblağ bu çocuk için bakım masrafı yapılmasına engel olmamalıdır. Aksi taktirde sözleşmenin iptali yahut revizesi için dava açılabilecektir.

ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ YARGITAY KARARLARI

Mirastan Mal Kaçırma

1. HD., Esas. 2016/4453 Karar 2019/870 Tarih 11.2.2019

Davacı, miras bırakan babası … ’ın 891 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu Mehmet’e, 892 parsel sayılı taşınmazını ise diğer oğlu … ’ya satış suretiyle temlik ettiğini yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.

Davalılar satışların gerçek olduğunu, akit tarihi üzerinden yirmi yılı aşkın süre geçtiğini, mirasbırakanın sağlığında çocuklarına haklarını verdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, murisin işlem tarihinde yaşlı ve hasta olup, davalıların murisin bu durumundan yararlanarak devri sağladıkları, işlemin gerçek satış olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Olay

Mirasbırakan … ’ın 891 parsel sayılı taşınmazdaki 100/150 ve 50/150hisselerin tamamını 14.01.1992 tarihinde davalı oğlu Mehmet’e, 892 parselin tamamını davalı oğlu …’a 17.02.1984 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 1913 doğumlu murisin 13.09.1994 tarihinde öldüğü tarafların mirasçı oldukları kayden sabittir.

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Somut Olaya Gelince

Dinlenen tanıklar, temlikin diğer çocuklardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı yönünde bir beyanda bulunmamışlar, aksine murisin davacı ile bir sorunu olmadığını bildirmişlerdir. Murisin hasta ve yaşlı olması temlikin muvazaalı olduğu için ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak geçerli ve yeterli bir gerekçe değildir. Dolayısıyla davacının ölünceye kadar bakım akdinin iptaline ilişkin muvazaa iddiası kanıtlanmış değildir.

Açıklanan bu olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın satış akdiyle yaptığı temliklerin gerçek iradesini yansıttığı, dava konusu taşınmazların davalılara temlikinin muvazaalı olmayıp gerçek satış olduğu, davacının iddialarını kanıtlayamadığı sonucuna varılmaktadır.

Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

Ölünceye Kadar Bakma Akdi

1. HD., Esas. 2016/4665 Karar 2019/858 Tarih 11.2.2019

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Davacı, miras bırakan babası …’ın, 5 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını ikinci eşinin kızkardeşi …’e, onun da mirasbırakanın ikinci eşi davalı …’ye temlik ettiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

Davalı, ablası Manzara’nın taşınmazı mirasbırakandan bedeli karşılığı satın aldığını, kendisinin de ablasından mirasbırakanın da yardımlarıyla satın aldığını, muvazaa iddialarının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Deliller

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1931 doğumlu mirasbırakan …’ın 26.08.2013 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak ilk eşi … ’den olma çocukları … , … , … , kendinden önce ölen kızı … ’dan olma torunları … , … , … , … , … , … ile davacı oğlu … ve davalı 2.eşi … ’yi bıraktığı, mirasbırakanın dava konusu 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ½ payını ölünceye kadar bakım akdiyle üzerinde bırakarak, kalan ½ payını 14.04.1997 tarihinde davalının ablası dava dışı …’e satış suretiyle temlik ettiği, Manzara’nın da bu payı 23.02.1998 tarihinde davalıya devrettiği, mirasbırakan ile davalının 30.12.1997 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır.

Somut olaya gelince

Somut olaya gelince; davacı taraf tanık bildirmemiş, dinlenen davalı tanıkları da davacının lehine olabilecek, başka bir ifade ile davacının iddiasını kanıtlar mahiyette beyanda bulunmamışlardır. Bu durumda miras bırakan tarafından yapılan ölünceye kadar bakma akdinin mal kaçırma amaçlı olduğu iddiasının kanıtlandığı söylenemez.

Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.


Tapu Devri

1. HD., Esas 2018/5165 Karar 2019/935 Tarih 13.2.2019

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, mirasbırakanı … ‘ın, 346, 6, 3, 34, 54, 80,147 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/4 payını ölünceye kadar bakma akdi ile 16.08.2006 tarihinde davalıya devrettiğini, mirasbırakanın işlem sırasında ehliyetsiz olduğunu ve davalının ehliyetsiz murisi kandırarak ölünceye kadar bakma akdi ile onun mallarına sahip olduğunu, nitekim murisin 2008 yılında evinde yalnız öldüğünü ve ölüm olayı gerçekleştikten birkaç gün sonra bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

Davalı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı özgür iradesi ile devrettiğini, sözleşme uyarınca murise en iyi şekilde baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, mirasbırakanın işlem sırasında ehliyetsiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

KARAR

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.256.79 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Ölünceye kadar bakım sözleşmesiyle zilyetliği devri

16. HD., Esas 2016/1726 Karar 2019/1039 Tarih 15.2.2019

Kadastro sırasında … İlçesi/… Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri kadastro tutanaklarında yazılı temyize konu 120 ada 19 parsel sayılı taşınmaz … , 120 ada 24, 121 ada 120 ve 145 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar …, 120 ada 30, 121 ada 80 ve 141 ada 56 parsel sayılı taşınmazlar …, 121 ada 167 parsel sayılı taşınmaz … ve 144 ada 16 parsel sayılı taşınmaz … adına ayrı ayrı irsen intikal, taksim, bağış, satın alma, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir.

Davacı …, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 120 ada 19, 120 ada 24, 120 ada 30, 121 ada 167, 141 ada 16 ve 145 ada 16 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline, 121 ada 120 ve 144 ada 16 parsel sayılı taşınmazların miras payları oranında … mirasçıları adlarına, 121 ada 80 parsel sayılı taşınmaz toplam 24 pay kabul edilmek suretiyle 17 payın … adına, kalan payın eşit paylarla … , …, … , …, …, … ve … adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili ile bir kısım davalı … ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz ve nispi karar harçlarının temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 15.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.