Bir kişinin vefatından sonra mirasın paylaşımı için gereken en önemli aşamalardan biri de veraset ilamı almaktır. Bu aşamadan sonra mirasçılar hak sahibi olduklarını ispat edebilecek ve mal paylaşımı aşamasına geçilebilecektir. Bu yazıda da veraset ilamı nedir, veraset ilamı nasıl alınır, veraset ilamı nereden alınır, almamanın cezası nedir sorgulaması nasıl yapılır, noterden nasıl alınır, veraset işlemleri nelerdir, veraset ilanı nasıl çıkarılır, ücreti nedir, veraset ilamı sonrası tapu işlemleri nasıl yapılır, veraset davası nasıl açılır, veraset ilamı hangi yetkili mahkemelerden istenir ve veraset ilamı dava dilekçesi nasıl yazılır konularına değinilecektir.

Veraset ilamı ve miras hukukuna yönelik sorularınızda bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz

Veraset İlamı Nedir?

Veraset ilamı diğer adıyla mirasçılık belgesi, mirasçıların mirasta hak sahibi olduklarını ve miras paylarını gösteren resmi belgedir.

Ölümle birlikte ölenin mirası açılır. Miras paylaşımı yapılana kadar tüm mirasçılar terekedeki bütün mallara elbirliği ile malik olur ve bu malları her bir mirasçı kullanabilir. Mirasçılar, terekede bulunan taşınır malları (ev eşyaları, tablolar vs.) ya da mirasbırakanın taşınmaz mallarını (evini, arsasını vs.) fiilen kullanmakta sıkıntı yaşamazlar. Ancak taşınmaz mallar üzerinde tasarrufta bulunmak (taşınmazların tapuda mirasçılara devri ya da 3. kişilere satılması) ya da miras bırakanın bankadaki parasını çekebilmek gibi veraset işlemleri için mirasçı olduklarını ispat etmeleri gerekir. İşte veraset ilamı bu noktada devreye girer ve mirasçıların miras haklarını 3. kişilere ispata yarar.

Bununla birlikte veraset ilamı en çok atanmış mirasçılar için önem arz etmektedir. Mirasbırakan vasiyetname ile ya da miras sözleşmesi yaparak yasal mirasçılar dışında bir kişiyi de mirasçı atadı ise bu kişinin miras üzerindeki hakkını ispat edebilmesi ancak veraset ilamı (mirasçılık belgesi) mümkün olmaktadır.

Son olarak aşağıda açıklanacağı üzere veraset intikal vergisinin ödenebilmesi için de veraset ilamı alınması zorunludur.

Veraset İlamını Kimler Talep Edebilir?

Veraset ilamını talep etme hakkı kanunen yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılara tanınmıştır. Ancak Yargıtay kararlarına göre mirasbırakanın alacaklıları da alacaklarını garanti altına almak adına mirasçıların tespiti için veraset belgesi düzenlenmesini isteyebilirler. Alacaklıların mirasçılar adına veraset ilamı talep edebilmesi için İcra Müdürlüğü’nden onay alması gerekmektedir.

Veraset İlamı Almak İçin Mirasçıların Birlikte mi Başvuru Yapmaları Gerekir?

Hayır. Başvuruyu mirasçılardan herhangi biri yapabilir. Veraset ilamının bir kez alınması yeterlidir. İlamı tüm mirasçılar kullanabilir.

Veraset İlamı Nasıl Alınır?

Veraset ilamı alabilmek için esas itibariyle Mahkemeye bir dilekçe ile talepte bulunmak gerekmektedir. Ancak şartları bulunduğu takdirde ve gerekli belgelerle birlikte mirasçıların Noterden de veraset ilamı alabilmeleri mümkündür.

Veraset İlamı Nereden Alınır?

Veraset ilamı almak için herhangi bir adliyedeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurmak gerekmektedir. Veraset işlemleri noterde yapılmak isteniyorsa yine herhangi bir Noter’e veraset ilamı ve gerekli belgelerle birlikte gidildiği takdirde veraset ilamı alınabilecektir.

Veraset İlamı Noterden Nasıl Alınır?

Noterden veraset ilamı alabilmek için öncelikle bazı şartların bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde Noter yetkisiz olduğu gerekçesiyle sizi Mahkemeye yönlendirecektir. Bu şartlar şunlardır;

  • Veraset ilamı talep eden kişinin ölenin yasal mirasçısı olması, diğer bir ifade ile mirasçı ile mirasbırakan arasında soy bağı bulunması
  • Ölenin ya da mirasçılardan birinin yabancı olmaması, (çifte vatandaşlık ya da vatandaşlıktan çıkarılma durumlarında da Noterden veraset belgesi alınabilmesi mümkün değildir.)
  • Ölenin ya da mirasçılardan birinin evlatlık olmaması,
  • Ölenin ya da mirasçılardan birinin gaip olmaması,
  • Mirasbırakanın vasiyetname düzenlememiş ya da miras sözleşmesi yapmamış olmaması. (Mirasbırakan vasiyetnamesinde ya da miras sözleşmesinde yasal mirasçılar dışında bir kişiyi mirasçı atayabileceği için bu durumlarda veraset ilamını Mahkemenin düzenlemesi gerekmektedir.)
  • Mirasbırakanın ya da mirasçılardan ölüm tarihinin aynı gün olması (Bu durumda hangisinin önce öldüğü ve kimin mirasçı kimin mirasbırakan olduğunun tespiti adına yargılama yapılması gerekmektedir.)
  • Mirasbırakan 23.11.1990 tarihinden önce öldüyse ve eşi hayattaysa veraset ilamı belgesi alabilmek için Mahkemeye başvurmak gerekmektedir.

Bu şartları varlığı halinde mirasçılardan herhangi biri aşağıdaki belgelerle birlikte veraset ilamı almak için başvuru yapabilir;

  • Mirasbırakanın ölüm belgesi,
  • Nüfus kayıt örneği ve
  • Veraset ilamı başvuru formu

Veraset ilamını noterden avukat aracılığı ile alabilmek de mümkündür. Bu durumda başvuru için gerekli belgelerin yanına bir de avukat vekâletnamesi eklemek gerekmektedir.

Veraset İlamı Davası

Yukarıda da belirtildiği üzere veraset ilamı herhangi bir Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile birlikte Mahkemeden de talep edilebilir.

Bu davanın davalısı yoktur. Veraset ilamı için verilen dilekçede hasım gösterilmez. Mahkeme mirasbırakanın ölüm kayıtlarını ve mirasçılara ilişkin nüfus bilgilerini inceleyebilmek için Nüfus Müdürlüğü’nden gerekli belgeleri ister ve veraset ilamını düzenler.

Veraset İlamı Davaları Ne Kadar Sürer?

Veraset davası hasımsız bir dava türü olduğu için genel itibariyle kısa sürede sonuçlanmaktadır. Mahkemenin iş yüküne göre dava bir hafta içerisinde sonuçlanabildiği gibi bir ay da sürebilmektedir. Ölüm belgesi ve nüfus kayıt örneği gibi belgelerin veraset ilamı için verilen dava dilekçesine eklenmesi Mahkemenin araştırma süresini kısaltacağından dava daha hızlı neticelenebilmektedir.

Ancak bazı mirasçıların miras hakkına ilişkin olarak mirasçılar arasında uyuşmazlık varsa bu durumda mahkemenin araştırma yükü artacak, hakim gerekli gördüğü takdirde tanık dinleyecektir. Bu gibi durumlar yargılama sürecini uzatmaktadır.

Veraset İlamı Dilekçesi Nasıl Yazılır?

Veraset ilamı dilekçesinde, veraset ilamı talep eden mirasçı kısaca mirasbırakanın vefat ettiğini ve bu sebeple mirasçısı olarak veraset işlemlerini yapabilmek adına veraset ilamı talep ettiğini ifade etmelidir. Bu veraset ilamı dilekçesi basit ve kısa olmalıdır. Ancak mirasbırakanın vasiyetname ile belirli kişiler lehine mal bırakması ya da mirasçı ataması durumları gibi karmaşık durumların varlığı halinde yasal mirasçıların hak kaybına uğramalarını engellemek adına veraset ilamı dilekçesi hazırlanması ve yargılama sürecinin takip edilmesi için avukata başvurmalarında yarar vardır.

Veraset İlamı Nasıl Çıkar?

Veraset ilamı için Noter vasıtası ile başvuru yapıldığı takdirde Noter aynı gün içerisinde veraset ilamını düzenleyerek talep eden kişiye verir. Ancak Mahkemeye başvurulması halinde veraset ilamının düzenlenmesi için yargıla sürecinin sonuçlanması gerekmektedir. Aşağıda da açıklanacağı üzere veraset ilamı Mahkemece düzenlendikten sonra e devlet sitemi üzerinden veraset ilamı görüntülenebilecektir.

Veraset İlamı Süresi Var mıdır

Veraset ilamı alabilmek için herhangi bir hak düşürücü süre ya da zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Mirasçılar istedikleri zaman veraset ilamı alabilmek için başvuru gerekli evraklarla birlikte başvuru yapabilmeleri mümkündür. Ancak mirasçıların ölümden sonra 4 ay içerisinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi düzenlemesi gerekmektedir. Bu beyannamenin ekinde ise veraset ilamı bulunmalıdır. Bu sebeple veraset ilamının ölümden sonraki üç ay içerisinde çıkartılması gerekmektedir.

Atanmış mirasçılar içinse özel bir durum söz konusudur. Atanmış mirasçılar ancak mirasçı olduklarının kendisine tebliğinden itibaren 1 ay geçtikten sonra kendisine veraset ilamı verilmesini talep edebilmektedir.

Veraset ilamı bir kez düzenlendikten sonra her zaman kullanılabilir. Yeniden başvuruda bulunmaya gerek yoktur.

Veraset İlamı Sorgulama Sistemi

Mahkemeye başvurarak düzenlenen veraset ilamı belgeleri 16/12/2016 tarihi itibariyle https://www.turkiye.gov.tr/ adresi üzerinden sorgulanabilmektedir. Bunun için her vatandaşın öncelikle e devlet şifresi edinerek T.C. kimlik numarası ile e devlet sistemine giriş yapması gerekmektedir. Ardından arama butonuna veraset ilamı sorgulama yazılarak Adalet Bakanlığı tarafından sunulan bu hizmetten faydalanmak çok kolaydır. Veraset ilamı sorgulama sistemi üzerinden adınıza düzenlenen veraset ilamını görebilmek için yapılması gereken ikinci şey ise miras bırakanın T.C. kimlik numarasını sisteme girmektir. Akabinde sorgulama butonuna basılarak veraset ilamı sorgulama işlemi gerçekleştirilebilecektir. Ancak bu sistemle yalnızca 1990 yılı sonrası ölen kişilerden miras kalıp kalmadığı öğrenilebilmektedir.

Veraset İlamı Ücreti 2020

Veraset ilamı noter aracılığı ile düzenlendiği takdirde 2020 itibariyle ödenmesi gereken ücret 136 TL’dir. İki nüsha düzenlenmesi halinde ise 153 TL ödenmesi gerekmektedir. (Alınan ücretler noterden notere farklılık gösterebilmektedir.)

Veraset ilamı Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlendiği takdirde ise 25 TL başvurma harcı, 54,40 TL karar ilam harcı ve tebligat giderleri için de bir miktar gider avansı yatırmak gerekmektedir.

Veraset İlamı Sonrası Tapu İşlemleri (Mirasın İntikali)

Mirasın açılması ile birlikte ölenin tüm malvarlığı teorik olarak hiçbir işlem yapılmasına gerek olmaksızın mirasçılara geçer. Ancak mirasbırakana ait taşınmazlar Tapu Sicili’nde halen mirasbırakan adına kayıtlı oldukları için mirasçılar bu taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunmak istiyorlarsa öncelikle taşınmaz mülkiyetini üzerlerine almaları gerekmektedir.

Mirasçıların bu işlemi yapabilmeleri için öncelikle mirasçı olduklarını Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ispat etmeleri gerekmektedir. Bu sebeple yukarıda da ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere öncelikle veraset ilamı düzenlenmelidir. Mirasçılar veraset ilamı ile birlikte Tapu Sicili’ne başvurduğu takdirde mirasbırakan adına kayıtlı gayrimenkuller mirasçılar adına tescil edilir. Bu tescil işlemine mirasın intikali adı verilmektedir.

Mirasın intikali için tüm mirasçıların birlikte hareket etmesine lüzum yoktur. Yalnızca tek mirasçının başvurması dahi yeterlidir. Taşınmaz tüm mirasçılar adına el birliği ile malik olacakları şekilde tescil edilir.

Ancak mirasçılar el birliği mülkiyeti reddediyor ve taşınmaza miras payları oranında (paylı mülkiyet) malik olmak istiyorlarsa, bu işlem için tüm mirasçıların birlikte başvurmaları gerekmektedir.

Veraset İlamı Almamanın Cezası Nedir?

Veraset ilamı talebi herhangi bir süreye bağlı olmadığı için talep edilmediği takdirde bilinenin aksine bunun bir cezası da yoktur. Ancak mirasbırakanın ölümü ve mirasın açılmasının ardından, terekenin içerisinde gayrimenkuller bulunuyorsa, mirasçıların veraset işlemleri sebebiyle malvarlıklarında meydana gelen artıştan ötürü veraset ve intikal vergisi ödemesi gerekmektedir. Bu vergi ödenmediği takdirde usulsüzlük cezası kesilmektedir.

Veraset ve intikal vergisi ödemek isteyen mirasçıların öncelikle veraset ve intikal vergisi beyannamesi düzenlemeleri gerekmektedir. Mirasçılar beyannameyi, veraset ilamı, ölüm belgesi ve gerekli diğer belgelerle birlikte ölümden itibaren 4 ay içerisinde vergi dairesine bildirmelidir. Bildirim yapılmaması ya da eksik bildirim yapılması halinde ise Kanun’da öngörülen usulsüzlük cezası uygulanmaktadır. Bu ceza halk arasında veraset ilamı cezası olarak bilinmektedir.

Veraset İlamının İptali veya Düzeltilmesi

Mirasçılığı ispata yarayan bir belge olan veraset ilamı kesin bir delil oluşturmaz. Diğer mirasçılar bu belgenin hatalı olduğu her zaman ileri sürebilir. Böyle bir halde ilgili kişi Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak ve iddiasını ispat ederek veraset belgesinin iptalini sağlayabilir. Veraset ilamının iptali ilamı düzenleyen mahkemeden talep edilebileceği gibi diğer bir Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile de istenebilir. İptal yerine, belgede hatalı yazılan yerin düzeltilmesi de talep edilebilir. Örneğin veraset ilamında bir mirasçının soyadı hataen yanlış yazılmış olabilir. Böyle durumlarda veraset ilamının iptal edilmesi yerine düzeltilmesini talep etmek daha makul bir yoldur.

Veraset ilamının iptal edilmesi veya düzeltilmesi halinde bu belgeye dayanarak özellikle tapu sicilinde yapılan işlemlerin de düzeltilmesi gerekir. Ancak düzeltmeye kadar tapudaki kayıtlara güvenerek işlem yapmış olan iyi niyetli 3. Kişilerin hakları korunmaktadır. Sonuç itibariyle veraset ilamındaki yanlışlık düzeltilene ya da iptal edilene kadar mirasçılar gayrimenkulü iyiniyetli 3. Bir kişiye sattıysa bu işlem geçerlidir. Ancak iptal isteyen mirasçı gayrimenkulün satış değerinden kendisine düşen payı diğer mirasçılardan isteyebilir.

VERASET İLAMI YARGI KARARLARI

Veraset İlamı Tapu

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sonucu çalışma alanında bulunan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle tasarruflarında bulunduğu belirtildikten sonra tespit ve tescil edilmiş, daha sonra intikal nedeniyle tescil edilmiş; metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescil edilmiştir. 2011 yılında yapılan ifraz ve intikal nedeniyle parsel sayılı sırasıyla taşınmazlar eşit paylarla tescil edilmiştir.

Davacılar ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın 2/4 payının, parsel sayılı taşınmazın ise 6/12 payının tapu iptali ve adlarına tescil istemiyle veraset davası açmışlardır.

Veraset belgesi

Mahkemece yapılan yargılama sonunda veraset davalılar açısından kabul nedeniyle davanın kabulüne, davalılar açısından davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazda paylarını tamamının paylarının 1/12 şer kısmının iptali ile dava konusu taşınmazın tamamı 12 pay kabul edilerek 3/12 hissesinin davalı hissesinin muris adına ilam uyarınca, 6/12 hissesinin davacılar adına Noterliğin uyarınca tapuya kayıt ve tesciline, 229 ada 1268 parsel sayılı taşınmazda paylarının iptali ile iptal edilen payların davacılar adına Noterliğin uyarınca tapuya kayıt ve tesciline, 229 ada 1267 parsel sayılı taşınmazdapaylarının iptali ile iptal edilen payların davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

Noter tarafından düzenlenmiş, tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazda paylarının iptali ile iptal edilen payların davacılar adına veraset ilamı uyarınca tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

 

Veraset İlamının İptali Davası

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; Hazine, Hacettepe ve bazı şahıslarla paydaş olarak yer aldıkları 26080 ada 11-17-18-19-20 numaralı parsellerde hissedar olan davalıların Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/470 Esas sayılı dosyasında kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı alacak davası açtıklarını, bilahare saklı tutulan kısım için …9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/567 E sayılı dosyasında alacak davası açtıklarını, parsellerin geldisi olan 253 nolu kök parselin cinsinin ağıl yeri olarak tespit edildiğini, iktisaba dayanak 1292 tarih 16 sıra nolu tapu kaydında bu durumun net belirlendiğini,

1951 yılı itibari ile parselin güneyindeki köy merasının Milli Emlak Müdürlüğünün yazıları ile meralık vasfının kaldırıldığının Tapu Müdürlüğüne bildirildiğini, parselin dayanak tapu kaydının sınırlarının gayri sabit olması sebebi ile miktar itibari ile uygulanması gerektiğini, buna rağmen 3 dönümle sınırlı olarak tespit yapılması gerekirken tespit yapıldığını, bilahare DOP kesintisi sonucu miktarın indiğini, veraset belgesine göre 25/11/2009 tarihinde mirasçıları adına intikal işlemi yapıldığını,

3000 m2’den fazla yerdeki Binbaşı … mirasçıları adına tespitin iptali gerektiğini ileri sürerek dava konusu parsellerde fazla payların iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Veraset İlamının İptali


Bir kısım davalılar, 17/11/2009 tarihinde kök muris Binbaşı …’nın veraset ilamını almak için dava açtıklarını, mirasçılar adına intikal yolu ile tescil yapıldığını, veraset ilamının iptali için açılan davanın reddedildiğini, davacının veraset davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafından daha önce açılan tapu iptali ve tescil davasının da reddedildiğini, davalı …, davanın kesim hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan reddi gerekiğini, davalı … davacının eldeki veraset davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.


Mahkemece, davacı tarafın dava açma ehliyeti olmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Veraset İlamı Dilekçesi

Taraflar arasında görülen veraset davasındaki kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla,veraset ilamı dilekçesi dava dosyası için gereği düşünüldü:


Davacı vekili, 

davacıların dedesi davalıların babası murisin vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak 2008 yılında vefat eden eşi ile çocukları davacıların babasının kaldığını, ancak vasiyetname ile babalarının mirastan yoksun bırakıldığını, bu vasiyetnamenin iptali davası açtığını belirtmiştir. Ayrıca bu veraset davasının reddedilerek kesinleştiğini, bunun üzerine ıskat nedeniyle yasal mirasçı olduklarını, veraset belgesi aldıklarını, murisin aile şirketinin en büyük hissedarları olduğunu, murisin kendi hisselerini Kamile’den olma çocuklarının üzerine muvazaalı olarak devrettiğini, bu veraset işleminin miras haklarının kaybolmasına neden olduğunu belirtmiştir.

Diğer mirasçılar yararına muvazaalı veraset işlemlerinde bulunduğunu, bu devir ve veraset işlemlerinin eski TTK’nın 520. maddesine uygun olarak devredilip devredilmediğini, pay defterleriyle ilgili olarak defterleri inceleme imkanları olmadığından tespit edemediklerini, bu yönden de inceleme ve araştırma yapılmasını beyan ederek muris… …’ın davalılara muvazaalı olarak devrettiği hisse senetleri ile ilgili devir ve veraset işlemlerinin iptaline, bu hisse senetlerinin veraset ilamı dilekçesine göre payları oranında hissedarlar adına tesciline, pay defterine kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.


Veraset İşleri ve Veraset İşlemleri

Davalılar tenkis veya muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı açılması gereken davada tenkis talebinin zamanaşımına uğradığını, muris muvazaası Yargıtay içtihadı birleştirme kararında belirtildiği gibi “münhasıran taşınmazlara ilişkin” bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


Davalılar.vekili, davacıların dayandıkları veraset ilamının hatalı olduğunu, davacıların babalarının şirketin sermaye artışı kararlarında olumlu oy kullandığını, bu veraset işlemlerinden 30 yıl sonra oğullarının talepte bulunmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak, veraset davasının reddini talep etmiştir.


Davalı vekili, davalının 1985 yılında davalı şirketteki hisselerini devretmek suretiyle şirketten ayrıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.


İhbar olunan

Şirket Vekili, davalı şirketin, ihbar olunanın hakim hissedarı olmakla birlikte ihbar olunan şirketin ayrı bir tüzel kişiliği, iştigal konusu ve faaliyetlerinin mevcut olup, davalı şirketin sorunları ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığını, ihbar olunan şirketin veraset davası ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.


Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin 1964 yılında kurulduğunu muris ile davacıların babasının da şirkete ortak olduğunu, sermaye artışlarına davacıların babasının da katıldığını, sermaye arttırım kararlarının iptali için dava açmadığını, dolayısıyla bu işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürülemeyeceğini iddia etmiştir. Sermaye artışları sonunda sahip olduğu hisseyi 1984 yılında babası murise devrettiğini, murisin de 1985 yılında sahip olduğu 3.800 adet hissenin 1.200 adedinin davacıların ıskat edilen babasına, kalan hisselerini diğer çocuklarına satmak suretiyle şirket ortaklığından ayrıldığını, bu tarihten sonra şirkette ortaklığının bulunmadığını ifade etmiştir

davacıların ıskat edilen murisi…’dan mal kaçırmanın tam tersine…’a yasal miras hakkı olandan daha fazla bir hisse satıldığı, 1985 yılındaki satış kök murisin hisselerini satış işlemlerinin gerçekte satış değil, bağış olduğu varsayılsa dahi, burada davacıların hakkını engelleyecek ya da mirastan daha az pay almasını sağlayacak bir işlemin bulunmadığı, bu itibarla bu satış yönünden davacıların muvazaa iddiasının yerinde olmadığı kanaatine ulaşıldığı, 1985 yılından sonraki pay değişikliklerinin tamamen şirketin işleyişi ile alakalı olan sermaye arttırımları ve sermaye arttırımına katılmalar ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan istinaf incelemesinde;

1985 yılından önceki hisselerdeki nominal ve oransal artış ve azalışların sermaye artırımlarından kaynaklandığı, davacıların babası …’ın sermaye artırımlarına bir itirazının bulunmadığı, bu hususta iptal davası açtığının iddia ve ispat edilmediği dolayısıyla bu sermaye artışlarının muvazalı devir olarak irdelenemeyeceği, davacıların kök murisinin 1985 yılında veraset davasına konu şirkette olan 3.800 adet hissenin 1.200 adedinin davacıların ıskat edilen babaları…’a, kalanı ise diğer çoçuklarına satmak suretiyle ortaklıktan ayrıldığı, kök murisin sahip olduğu hissenin en büyük kısmını oluşturan 1.200 adedini davacıların babaları…’a satış yaptığı payın mirasçılık belgelerine göre davacıların babalarına düşen orandan daha fazla olduğu,

murisin davalı şirketteki tüm hissesini eşi Kamile’nin hisseleriyle beraber sağlığında tüm mirasçılarına satış yapmak suretiyle paylaştırdığı, dolayısıyla miras bırakanın sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yaptığından, şirket hisselerinin satışına münhasır olarak mal kaçırmak kastından söz edilemeyeceği ve bu nedenle 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı

(Yargıtay 11. HD’nin 17.10.2014 tarih 2013/11910 E, 2014/15921 K, Yargıtay 1. HD 17.09.2014 tarih 2014/3223 E, 2014/14325 K. sayılı ilamı), söz konusu satış ve veraset işleminin bir an için gerçekte satış değil, bağış olduğu kabul edilse dahi, burada davacıların hakkını engelleyecek ya da mirastan daha az pay almasını sağlayacak bir veraset işleminin bulunmadığı, bu itibarla bu satış yönünden davacıların muvazaa iddiasının yerinde olmadığı, eTTK’nın 520. maddesi limited şirketlerde hisse devrine ilişkin getirilmiş bir şekil şartı olup, anonim şirketlerin hisse devirlerinde bu maddenin uygulanma kabiliyetini bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.


Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.