Zaman zaman vasiyetnamelerin geçerlilik şartlarına sahip olmadığı yahut hukuka aykırı birtakım hükümler barındırdığı görülmektedir. Böyle durumlarda mirasçılar vasiyetnamenin iptalini talep edebilmektedirler.

Bu yazıda da; vasiyetnamenin geçerliliği, miras bırakanın ölmeden önce vasiyetnamesini iptal edip edemeyeceği, vasiyetnamenin iptali, vasiyetname hangi hallerde bozulur, vasiyetnamenin iptali davası, ölümden sonra vasiyetnamenin hangi şartlar altında iptal edilebileceği ve vasiyetnameye itiraz konuları incelenecektir. Ancak vasiyetnamenin hangi şartlar altında iptal edilebileceğini anlayabilmek adına öncelikle vasiyetname geçerlilik şartlarına kısaca değineceğiz.

Vasiyetnamenin iptali ve miras hukukuna yönelik sorularınızda bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz

Vasiyetnamenin Geçerliliği

Genel kural, hukuki işlemlerin yapıldıkları sırada kanunun aradığı bazı hususların eksik olması halinde hükümsüz olmasıdır. Bunun anlamı hukuki işlemi iptal etmek için herhangi bir şey yapmaya gerek olmamasıdır. Ancak vasiyetname bunun bir istisnasıdır. Kanunumuz imkân olduğu müddetçe vasiyetnameyi yaşatma amacı güder. Vasiyetnamenin doğrudan geçersiz olduğu bazı haller mevcuttur. Ancak çoğu halde vasiyetnamenin eksiklikleri bulunsa da doğrudan hükümsüz olmaz. Kanunun bu şekilde düzenlenmiş olmasının sebebi, mirasçıların miras bırakanın anısına hürmeten veya ahlaki ya da dini düşüncelerle, bir eksikliği bulunsa bile vasiyetnamenin yerine getirilmesini isteyebilecek olmasıdır. Ancak mirasçılar vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmek isterse mahkeme tarafından vasiyetin iptali kararı verilebilir. Bu sebeple vasiyetin iptalinin dava yolu ile talep edilmesi şarttır.

Vasiyetnamenin iptali sebepleri Kanun’da dört başlık halinde sayılmıştır. Aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, bu sebeplerden birinin varlığı halinde vasiyetname yine de geçerlidir. Ancak vasiyetin dava yolu ile iptal edilmesi mümkündür.

Bir de vasiyetnamenin iptal davası açmaya gerek olmaksızın geçersiz olduğu haller mevcuttur. Bunlar;

  • Mirasbırakanın vasiyetinden dönmesi
  • Vasiyetnamenin kaybolması ve vasiyet metninin yeniden tespit edilememesi
  • Eş lehine bir vasiyet yapılması halinde boşanmak
  • Vasiyetname ile mirasçı atanan ya da lehine belirli bir mal bırakılan kişinin vasiyetçiden önce ölmesi
  • Sözlü vasiyetnamede vasiyetin derhal yazıya geçirilmemesi ve hakime teslim edilmemesi
  • Vasiyetçinin ölümüne sebep olmak gibi mirastan yoksunluk hallerinden birinin bulunması
  • Vasiyetçi tarafından konulan geciktirici şartın gerçekleşmemesi ya da bozucu şartın gerçekleşmesi
  • Vasiyetnamede mirasçılara yüklenen koşulların anlamsız ve sıkıcı olması (Örneğin vasiyetçi mirasını bırakmak için mirasçıların her gün ağlamasını ya da 1 km koşmasını şart koşmuşsa geçersizdir.)
  • Vasiyetnamede lehine bağışlama yapılan kişinin mirasbırakan tarafından bizzat tayin edilmemesi
  • İki veya daha fazla kişinin ortak vasiyetname yapması

Bu şartlar altında yapılan vasiyetnameler kendiliğinden geçersiz olup vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmeye gerek yoktur.

Vasiyetname Kaç Yıl Geçerlidir?

Vasiyetnamenin geçerliliği için bir süre sınırlaması yoktur. Kanuni şartları bir vasiyetname vasiyetçi vasiyetinden dönene kadar geçerlidir.

Mirasbırakan Vasiyetnamesini Nasıl İptal Edebilir?

Mirasbırakan hayatta iken vasiyetnamesini bizzat kendisi bozabilir veya bundan dönebilir. Vasiyetnameden dönme her vasiyet tipi için ayrı şekil şartlarına tabidir. Resmi vasiyetnameden dönmek için yine resmi makam huzurunda vasiyetten dönüldüğünün beyan edilmesi gerekir.

El yazılı vasiyetname ise noterde saklanan bir nüshası yoksa yırtılmak ya da yakılmak suretiyle ya da yeni bir vasiyetname düzenleyerek yok edilebilir. Sözlü vasiyetname ise düzenlendiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde ölümün gerçekleşmemesi ya da vasiyetçinin diğer vasiyet tiplerinden birini yapma imkanı bulması halinde geçersiz olur.

Mirasçılar Vasiyetnameyi Nasıl İptal Edebilir?

Mirasçılar vasiyetnameyi ancak mirasbırakanın ölümünün ardından iptal ettirebilir. Mirasbırakanın ölümünden sonra vasiyetnamenin iptalini isteyen kişilerin yasal süre içerisinde vasiyetnamenin iptali davası açmaları gerekmektedir. Zira vasiyetnamenin iptali dava edilmediği sürece vasiyetname kanunda sayılan iptal şartlarını taşıyor olsa bile geçerli kabul edilir.

Vasiyetnamenin İptali Davası

Vasiyetçinin ölümünün ardından vasiyetname açılır. Vasiyetnamenin kanunda sayılan iptal sebeplerinden birini taşıması halinde vasiyetnamenin iptali talep ve dava edilebilir. Buna karşın tereke malını elinde bulunduran mirasçının vasiyetnamenin iptali davası açmasına gerek yoktur. Vasiyetname ile kendisine bırakılmış kişiler malı alabilmek için miras sebebi ile istihkak davası ya da vasiyetnamenin tenfizi davası açmalıdır. Bu durumda aleyhine dava açılan kişi vasiyetnamenin iptali sebeplerini bu davalarda ileri sürebilir.

Vasiyetnamenin İptali Sebepleri – Vasiyetname Hangi Hallerde Bozulur?

Vasiyetnamenin iptali sebepleri Medeni Kanun’da dört grup halinde sayılmıştır. Bunlar;

  • Mirasbırakanın ehliyetsizliği
  • Hukuka, ahlaka ve adaba aykırılık
  • Şekil şartlarına uyulmaması ve
  • Hata, hile, tehdit (Vasiyetçi vasiyetnamesini hata, hile ya da tehdit sebeplerinden birinin varlığı sebebi ile düzenlediyse ancak sonradan bu vasiyetnameyi onayladıysa veya kabul ettiyse artık iptal davası açılamaz. Vasiyetçi hatasını anladığı, hileyi öğrendiği ve tehdidin tesirinden kurtulduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde vasiyetinden dönmezse vasiyetnameyi onayladığı kabul edilir.)

halleridir. Vasiyetname ancak bu sebeplerden birinin varlığı halinde iptal edilebilir.

Mirasbırakanın Ehliyetsizliği Sebebi İle Vasiyetnamenin İptali (Sağlık Raporu Alınmadan Hazırlanan Vasiyetnamelerin Durumu)

Kanunumuzda vasiyetname yapma hakkı sadece vasiyetname yapma ehliyetine sahip kişilere tanınmaktadır. Vasiyetname yapma ehliyeti ise bir kişinin 15 yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olması anlamına gelmektedir.

Vasiyetname yapabilmek için Kanun’da aranan vasiyetname yaşı şartı açıktır. Ancak uygulamada vasiyetçinin vasiyetnameyi düzenlediği sırada ayırt etme gücüne sahip olup olmadığı konusunda uyuşmazlık yaşanması ve bu uyuşmazlığın vasiyetnamenin iptali davasına dönüşmesi çok sık rastlanan bir durumdur.

Ayırt etme gücü, bir kimsenin hareketlerini, bunların saik ve sonuçlarını takdir edebilme ve buna göre hareket edebilme yeteneğidir. Mirasbırakanın vasiyeti yaptığı sırada vasiyetinin mirasçıları açısından doğuracağı sonuçları algılayabiliyor olması gerekir.

Genel kural vasiyetnamenin yapıldığı sırada vasiyetçinin ayırt etme gücüne sahip olduğudur. Bunun aksini iddia eden mirasçıların mirasbırakanın ölümünden ve vasiyetnamenin açılmasından sonra vasiyetnamenin iptali davası açması ve bu iddialarını ispat etmesi gerekmektedir.

Mirasbırakan, ölümünden sonra mirasçılarının vasiyetnamesini iptal etmesini istemiyorsa, diğer bir deyişle bozulmayan bir vasiyetname yapmak istiyorsa, vasiyeti yaptığı sırada ayırt etme gücünün var olduğunu ispat etmelidir. Zorunlu olmamakla birlikte mirasbırakan vasiyetnamesinin bozulmaması için tam teşekküllü bir hastaneden akıl sağlığının yerinde olduğuna dair bir rapor alabilir. Burada önemle belirtmek gerekir ki bu raporun heyet raporu olması gerekmektedir. Sağlık Ocağı gibi yerlerden alınmış raporlar Yargıtay tarafından yeterli görülmemektedir. Bu konuda Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanmış bir raporun ispat gücü yüksektir.

Mirasbırakan vasiyetnameyi düzenlediği sırada ayırt etme gücüne sahip olduğunu ispat etmek için herhangi bir girişimde bulunmazsa ya da vasiyetinin akıl sağlığının zayıf olduğu yönünde bir doktor raporu varsa vasiyetin iptalini isteyen mirasçılar vasiyetçinin ayırt etme gücüne sahip olmadığını kolaylıkla ispat edebilir.

Hukuka, Ahlaka ve Adaba Aykırılık Sebebi İle Vasiyetnamenin İptali

Hukuka aykırılık, emredici hukuk kurallarının, kamu düzenine ve kişilik haklarına ilişkin hükümlerin ihlal edilmesidir.

Örneğin bir Türk vatandaşının mirasını İngiliz donanmasına bıraktığını beyan ettiği bir vasiyetname düzenlemesi kamu düzenine ve milli menfaatlere aykırı olduğu için hukuka aykırıdır ya da vasiyetçinin mirasını ancak mirasçıların hayatları boyunca evden çıkmaması koşulu ile bırakması kişilik haklarının ihlali teşkil eder ve hukuka aykırıdır.

Vasiyetnamede mirasçılardan belirli bir dini veya Devlet vatandaşlığını kabul etmesi ve bunlardan vazgeçmesinin, siyasi bir partiye girmesi ya da çıkmasının, evlenmesinin, boşanmasının ya da belirli bir meslek seçmesinin istenmesi de hukuka ve ahlaka aykırı vasiyetlere örnek verilebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 23. Maddesi gereğince kimse kişilik haklarından ve hürriyetlerinden vazgeçemez ve bunu genel adaba aykırı olarak sınırlayamaz. Bu sebeple gerek hukuk kurallarına gerekse ahlaka ve adaba aykırı vasiyetnamelerin iptali talep ve dava olunabilir.

Şekil Şartlarına Uyulmaması Sebebi İle Vasiyetnamenin İptali

Kanunumuzca geçerli olarak kabul edilen üç tip vasiyetname şekli bulunmaktadır. Bunlar el yazılı vasiyetname, resmi vasiyetname ve sözlü vasiyetnamedir. Bu vasiyet tiplerinin hepsi belirli şekil şartlarına tabidir. Örnek vermek gerekirse el yazılı vasiyetnamenin bütünüyle mirasbırakanın el yazısı ile yazılması ve tarih atılması ya da resmi vasiyetnamenin resmi bir memur önünde ve iki tanık huzurunda yapılması birer şekil şartıdır.

Bu konuyu Vasiyetname Nedir başlıklı yazımızda ayrıntılı olarak inceledik. Bu sebeple bu yazıda tekrar değinmeyeceğiz. Burada bilinmesi gereken her vasiyet türünün belirli şekil şartlarına tabi olduğu ve bu şartlara uyulmadığı takdirde vasiyetnamenin iptalinin talep edilebileceğidir. Bu sebeple gerek vasiyetname hazırlanırken mirasbırakan tarafından, gerekse de vasiyetname açıldıktan sonra mirasçılar tarafından vasiyetnamenin kanunda sayılan şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının anlaşılabilmesi için bir miras hukuku avukatından danışmanlık alınması gerekmektedir. Böylece mirasbırakanın bozulmayan vasiyetname yapma şansı yükselecek, vasiyetname ile hak kaybına uğrayan yasal mirasçılar ise vasiyetnamenin iptalinin talep edilip edilemeyeceğini öğrenebilecektir.

Hataen Yapılmış Olan Vasiyetnamenin İptali

Herhangi bir hukuki işlemde olabileceği gibi vasiyetname yapılırken de hata yapma olasılığı mevcuttur. Burada hatadan kasıt, mirasbırakanın gerçek iradesi ile vasiyetnamenin birbiri ile çelişmesidir.

Örneğin; mirasbırakan kızına bırakmak istediği bir malı yanlışlıkla torununa bıraktığını vasiyet edebilir ya da aslında 50.000 TL bırakmak isterken vasiyete hata ile 500.000 TL yazabilir.

Burada önemli olan hatanın esaslı bir hata olmasıdır. Yaşlı ve zengin bir kimse tek yakını olan oğlunun bindiği uçağın infilak ettiğini ve kimsenin sağ kurtulamadığını öğrense ve bir vasiyetname düzenleyerek bütün mal varlığını A’ya bıraksa, ancak mirasbırakanın ölümünden sonra bu haberin yanlış olduğu ortaya çıksa bu vasiyetin bir hata sonucu düzenlendiği kabul edilir. Bu durumda mirasbırakanın tek oğlu iptal davası açarak hata ile düzenlenmiş bu vasiyetnamenin iptalini isteyebilir.

Mirasbırakan vasiyetnamesinde açık bir hataya düşmüşse, kendisinin gerçek iradesinin kesin olarak tespit edilmesi şartı ile bu hata düzeltilir. Bunun için vasiyetin iptal davası açılamaz. Örneğin mirasbırakan içinde ceviz ağaçları bulunan bir gayrimenkulünü oğluna vasiyet ettiyse, fakat bu gayrimenkulün tapu sicilindeki kayıt numaralarını vasiyetnameye yazarken hataya düştüyse bu hata düzeltilebilir.

Mirasbırakana Hile İle Yaptırılan Vasiyetnamelerin İptali

Hile, hatanın kasten, bilinerek ve aldatmak maksadı ile yapılmasıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus hile ile vasiyetname arasında sebep-sonuç bağı bulunmasıdır. Yani vasiyetçi hile ile aldatılmasa idi vasiyeti bu şekilde yapmayacak ise vasiyetnamenin iptali talep edilebilir. Hilenin vasiyetçi tarafından basit bir inceleme ile anlaşılabilecek olması, ancak ihmali nedeni ile aldatılmış olması halinde dahi sonuç değişmez. Vasiyetname hile sebebi ile iptal edilebilir.

Diğer önemli nokta ise TMK m 578 gereğince hileyi yapan kişinin mirastan yoksun olacağıdır.

Tehdit ve Cebir Altında Yapılmış Vasiyetnamenin İptali

Tehdit, vasiyetnamenin yapılması ya da ne şekilde yapılacağı konusunda, mirasbırakanın maneviyatı, sinirleri ve sonuç olarak iradesi üzerinde yapılan bir tesir, diğer bir deyişle ruhi bir baskıdır. Cebir ise mirasbırakanı maddi, yani fiziki bir baskı ile zorlamaktır.

Mesela mirasbırakan ölmeden önce kendisine bakmakta olan kişi, onun istediği şekilde bir vasiyetname yapmazsa mirasbırakana bakmaktan vazgeçeceği ve/veya onu tek başına bırakacağını söyleyerek mirasbırakanı vasiyetname düzenlemeye sevk ederse, bu vasiyetname tehdit altında düzenlediği için iptal edilebilir.

Tehdit manevi bir cebirdir. Tehdit sebebi ile vasiyetnamenin iptalini talep edebilmek için yapılan tehdit önemli ve yakın bir tehlikenin varlığı hakkında, esaslı ve kanaat verici bir korku ve baskı altında yapılması şarttır. Bununla birlikte; hata ve hilede olduğu gibi tehdit ve cebirle vasiyetname arasında da nedensellik bağı aranır. Vasiyetçi tehdit edilmese ya da cebren zorlanmasa idi vasiyetnameyi yapmayacak ya da farklı şekilde yapacak idiyse nedensellik bağı olduğu kabul edilir ve vasiyetname iptal edilebilir.

Vasiyetnamenin Kısmen İptali

Vasiyetnamenin iptali davası vasiyetin yalnızca bir kısmının iptali sebebi ile de açılabilir. Vasiyetin bir kısmı yukarıda sayılan iptal sebeplerinden birini taşıyorsa yalnızca bu kısmın iptal edilmesi istenebilir. Ancak iptali istenen kısım bulunmadığı takdirde vasiyetçi vasiyetnameyi hiç yapmayacak idiyse vasiyetnamenin tamamının iptali gerekir.

Vasiyetnamenin İptali Davasını Kimler Açabilir?

Vasiyetnamenin iptali davasını vasiyetin iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçılar ve lehine vasiyet yapılan ilgililer açabilir. Mesela vasiyetçi, ilk vasiyetnamesi ile mirasçı atadığı bir şahsı ikinci vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarmışsa, vasiyetnamenin açılmasından sonra bu kişi vasiyetin iptalini talep ve dava edebilir. Vasiyetçi vasiyetnamesinde mirasçılarına bir takım koşul ve yüklemeler yaptıysa mirasçıların vasiyetnamenin iptalinde menfaati bulunduğu kabul edilir. Aynı şekilde saklı paylı bir mirasçının kendisini mirastan men eden bir vasiyetnamenin iptalini talep etmekte menfaati vardır.

Buna karşılık vasiyetçinin ya da mirasçıların alacaklı ve borçluları ve de vasiyeti yerine getirme görevlisinin iptal davası açma hakkı yoktur.

Vasiyetnamenin İptali Davası Kime Karşı Açılır?

Vasiyetnamenin iptali davası, iptal ettirilmek istenen vasiyetname ile menfaat sağlayan kişilere ya da kurumlara karşı açılır. Örneğin mirasbırakan vasiyetinde mirasçısı olmayan bir kişiyi mirasçısı olarak atadıysa ya da bu kişiye belirli bir mal vasiyet ettiyse, iptal davası yasal mirasçılar tarafından atanmış mirasçıya ya da lehine belirli mal vasiyeti yapılmış olan kişiye karşı açılır. Vasiyeti yerine getirme görevlisi aleyhine de vasiyetin iptali davası açılabilir.

Vasiyetnamenin İptali Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Vasiyetnamenin iptali davası, mirasbırakanın son yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır.

Vasiyetnamenin İptali Dava Açma Süresi

İptal davası Kanun’da belirtilen süreler içinde açılmalıdır. Aksi takdirde dava açma hakkı düşer. Yasal süreler içinde vasiyetin iptali davası açılmadığı takdirde vasiyetname geçerli hale gelir. Kanun’da sayılan yasal süreler şunlardır.

  • Bir yıllık süre: Vasiyetnamenin iptali davası, vasiyetnamenin ve iptal sebebinin öğrenildiği günden itibaren 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Bu süre içerisine vasiyetçinin ölümünün ve ilgilinin hak sahibi olduğunun öğrenilmesini de kapsar.
  • On yıllık süre: İlgili kişinin iptal sebebini öğrenmesine bakılmaksızın her halde vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren 10 yıl geçmesi halinde iyi niyetli davalılara karşı vasiyetin iptali davası açılamaz.

Vasiyetnamenin açılması, Sulh Hukuk Hâkimine teslim edilen vasiyetnamenin, ilgilerin davet edilmesi ve Mahkeme huzurunda açılmasıdır. Bu tarihten itibaren 10 yıllık süre işlemeye başlar.

Davalıların vasiyetnamede iptal sebebi olduğunu bilmiyorsa ya da bilmeleri gerekmiyorsa iyi niyetli kabul edilir. Tam tersi düşünülecek olursa davalıların vasiyetnamede iptal sebebi olduğunu bilmeleri ve buna rağmen vasiyetnamedeki bağışlamayı almaları kötü niyet göstergesidir.

  • Yirmi yıllık süre: Vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren 20 yıl geçmesi halinde kötü niyetli mirasçılara karşı da artık vasiyetin iptali davası açılamaz.

VASİYETNAMENİN İPTALİ DAVASI YARGI KARARLARI

Vasiyetnamenin iptaline ilişkin Davacı, asıl davada; miras bırakan babası tarafından düzenlenen vasiyetnamelerinde usulsüzlük ve eşitsizlik olduğunu, vasiyetnamelerin açıldığı sırada rahatsızlığı nedeniyle itiraz edemediğini ileri sürerek miras bırakandan kalan mirasın mirasçılar arasında eşit şekilde paylaştırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Vekili ise davacının somut gerekçe ve hukuki tavsif göstermeden vasiyetnamenin iptalini istediğini ancak gerçek iradesinin duruşmada da açıkladığı gibi, vasiyetnamenin usulsüz tesis edildiği gibi miras bırakanın gerçek iradesini de yansıtmadığını belirtmiştir. Ayrıca mirasçılar arasında eşitsizlik yarattığını ileri sürerek vasiyetnamelerin iptalini, olmazsa mirasçıların saklı payları ihlal edilmiş olmakla, miras paylarının tenkisi ile yeniden hesap edilecek kanuni nispetlerde mirasçılar arasında pay edilerek tesciline karar verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davada ise mirasbırakanın vasiyetnamelerle taşınmazlarını davalılara vasiyet ettiğini, aynı konuda açılan ilk davada tenkis konusunda karar verilmediğini ve hak düşürücü süreyi kaçırmamak için bu davayı açtığını belirtmiştir. Ayrıca vasiyetname ile saklı payının zedelendiğini belirterek saklı payı aşan tasarrufun ileride bölünebilirlik ve tercih durumuna göre iptal ya da aynen veya nakden ödenmek suretiyle tenkisine karar verilmesini ve vasiyetin iptalini talep etmiştir.


Davalılar, asıl davada; davacının dava dilekçesinde müphem talepleri olduğunu, iddia ve vakıaların genişletilmesine müsaade etmediklerini, davacının vasiyetnamelerin açıldığı sırada herhangi bir itirazda bulunmadığını, miras bırakanın akli melekelerinin yerinde olduğunu belirtip, birleştirilen davada; derdestlik ve hak düşürücü süre itirazlarında bulunup davanın reddini savunmuşlardır.


Asıl davada vasiyetnamenin iptali koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar bozulmuş; birleştirilen davada ise karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın asıl dava ile birleştirilmesine kararı verilmiş, yapılan yargılama neticesinde asıl davada iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle vasiyetnamenin iptali isteğinin reddine karar verilmiştir.

Tenkis isteği yönünden ise davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis bilirkişi raporu da dikkate alınarak vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir.

Vasiyetnamenin İptali Nedir

Davacı ile davalı arasındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis davasına dair hükmün onanması hakkında Dairece ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.


Davacı; ölen mirasbırakanına ait el yazılı vasiyetnamenin, ehliyetsizlik ve irade fesadı nedenleriyle iptalini, olmadığı takdirde tenkisini talep etmiştir.


Davalı; kanunda öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra davanın açıldığını savunarak, vasiyetnamenin iptaline dair davanın reddini istemiştir.


Mahkemece; vasiyetnamenin, açılmasına ilişkin görülen davada vasiyetnamenin ve dolayısıyla saklı payın zedelendiğinin davacı tarafça öğrenildiği bu tarih ile davanın açıldığı tarih arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçesiyle, vasiyetnamenin iptali ve tenkis davalarının hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen karar onanmıştır.


Davacı vekili, vasiyetin iptaline dair onama ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.


Bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar.


Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır.


Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

  • davacının, mirasbırakanın ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı,
  • mirasbırakana ait el yazılı vasiyetnamenin teslim edildiği davacının da aralarında bulunduğu bir kısım yasal mirasçıların yüzüne karşı okunduğu,
  • dolayısıyla davacının vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı payının zedelendiğini bu tarihte öğrendiği,
  • davacının mirasbırakanın sağlığında gerçekleşen olgulara dayanarak vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde ise saklı payının zedelendiği iddiasıyla tenkis istemini içeren işbu davayı açtığı,
  • davacının vasiyetnameyi ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği tarih ile işbu davayı açtığı tarih arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu

anlaşılmaktadır.


Bu halde; vasiyetnamenin geçerliliği ve iptaline ilişkin işbu davada davacı vekilinin düzeltme isteğinin reddi gerekir.

Vasiyetin İptali Bozma Kararı

Davacılar ve davalı aralarındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasına dair hükmün onanması hakkında dairece verilen ilama karşı davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.


Davacılar; miras bırakanın vasiyetnamesi ile taşınmazlarının %50 payını davalıya vasiyet ettiğini, miras bırakanın vasiyetnameyi davalının manevi baskısı altında düzenlediğini, ayrıca vasiyetname düzenlenirken şekil şartlarına uyulmadığını ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir.


Davalı; vasiyetnamenin noter tarafından şekil şartlarına uyularak düzenlendiğini savunarak, vasiyetin iptaline dair davanın reddini istemiştir.


Mahkemece; vasiyetnamenin, beyanı alındıktan sonra vasiyetçi tarafından imzalanması gerektiği, davaya konu vasiyetnamede ise açıklanan şekil şartına uyulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir.


Davanın vasiyetnamenin iptali değil tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir.


Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Murisin 3/20 hissedar olduğu taşınmazın, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından 6/20 hisse üzerinden hesaplandığı görülmüştür. Miras bırakanın saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanacağından değerlerin doğru tespit edilmemesi vasiyetin iptali davasına ilişkin işbu davada bozma nedenidir.

Vasiyetin İptali Yetkili ve Görevli Mahkeme

Taraflar arasındaki davada ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü. Vasiyetname hangi hallerde bozulur: dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.


Dava konusu yapılan vasiyetnamenin tetkikinde murisin ikametgahının olduğu, ortamında çıkartılan MERNİS adresine göre de murisin adresinde ikamet etmiş olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.


Mahkemesi ise vasiyetnamenin iptali davasında mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesi yetkili olup bu yetki kesindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; murisin son yerleşim yeri adresinin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.


Dosya muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil dosyasındaki keşif zabıt içeriğinde de murisin ölmeden önce İstanbul’da ikamet ettiği ifade edilmekle, murisin son yerleşim yeri adresinin  olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.